KONYA SEMT VE MAHALLELERİ 1
‘Mahalle’ kavramı bize Arapça ‘Hulul’ kelimesinden geçer. Hulul yani ‘girilen’ yer anlamında kullanıla gelen, bizde Mahalle olarak kavramlaşan terim, şehri meydana getiren en büyük yerdir. Mahallelerin bir araya gelip oluşturduğu yer ise ‘Semt’ olarak nitelenir. Semt aslında bir veya birkaç mahallin adıdır. Geleneksel şehirlerin tarihi süreç içerisinde meydana getirdiği kültür ve medeniyet birikiminin ana eksenini semt ve mahalleler oluşturur. Bu mahalleler nezdinde meydana gelen ana eksen, Konya’da yüzyılların üzerinde bir algının sonucu olarak kişilerin zihin ve pratiklerinde oluşmuş bir ‘yer’e verilen isimdir. Bugün dahi Konyalılar nezdinde ‘çarşı’ kelimesinin çağrıştırdığı anlam merkez (de) olan yerdir.
Geleneksel şehirler bir ana merkezin etrafında teşekkül eden, semt ve mahallelerden oluşur. Yüzyıllar öncesi merkezin (Alâeddin Tepesi’nin) etrafında oluşan semt ve mahalleler, tarihi süreç içerisinde kişilerin dimağındaki şehir ve şehirli kavramlarını da belirginleştirmiştir. “Türbe Önü” tabiri yüzyıllar ötesinden gelen bir şehirlilik atfıdır aslında. Merkezde olmanın doğal sonucudur yerlilik. Bu alâmet-i fârika günümüzde kabuk değiştirerek şehir ve şehirlilik kavramlarını tamamıyla farklılaşmışsa da, Konya gibi şehirlerde bir yolla caddeden, sokaktan mahalleye açılan bir kapı halen mevcuttur.
‘Konya Semt ve Mahalleleri’ eskide kalmış bir nostaljiye ağıt değil, halen canlılığını muhafaza edebilmiş kültür, birikim ve tecrübenin satırlarla vücut bulduğu bir çalışmadır. Yıllar öncesinde bu proje için yazılmış, bugün rahmetle isimlerini andığımız, A. Sefa Odabaşı ve N. Yalçın Dikilitaş’ın yanı sıra, her birinin kendi mahallerini anlattıkları şair, gazeteci, iş adamı, fotoğrafçı, avukat... ve birçok değişik iş kollarında çalışan kalem erbabının yazılarından oluşmuş bir eser olarak vücuda geldi Konya Semt ve Mahalleleri. İçerisinde doğup büyüdüğümüz, okuluna gidip, mahallesindeki çeşmesinden su içtiğimiz; bakkalının veresiye defterimizi tutuğu, tozlu-topraklı sokaklarında çocukluk heyecanımızı yaşadığımız, her gün önünden geçip belki de dikkatimizi hiç çekmeyen bir tarihi abidesinin olduğu mahallemizi, aynı mahalleli bir yazardan okuyacağız bu çalışmada. Bu kitabı okurken farkında olmadığımız pratiklerimizin, köklü bir gelenekten geldiğini fark edeceğiz. Şu da eksik kalmış da diyeceğiz belki de...
Semt ve Mahalle kitabı, sade tarih, sade kişisel pratikler veya akademik bir (üslupla yazılmış ) çalışma değil elbette. Bir anlamda serbest yazıların bir düzen dâhilinde bir araya getirildiği bir çalışma. Yazarın anlatacağı mahallin konu bölümlerinin (tarih, adet, kişiler, gelenek... vb.) kişisel pratiklerle birlikte işlenmesi bu kitapta uyguladığımız usullerdendir. Bunun yanı sıra -mümkünse- tecrübesinden faydalanılacak kişiler ile röportajlar, son yüzyılda kalmış adet ve geleneklerin -günümüzde de- bir mahalledeki iz düşümünün anlatımı, tarihi eserler ve onların etrafındaki -o eser etrafında oluşan- hayatların anlatımını bu kitapta bulabileceksiniz.
Bu çalışma alfabetik sıra ile semt veya mahallelerin ardı ardına yazılması şeklindedir. Bunun yanı sıra bir semt birkaç mahalleden oluşuyorsa mahalleler o semt içerisinde anlatıldı. Semtler daha belirgin olsun diye de her bir semtin başlangıcına ayrı bir kapak çalışması yapıldı. Örneğin Şükran, Kalecik, Kalecelp, Mücellit, Kürkçü Mahalleleri Altın Çeşme Semti dâhilinde kendi düzeni içerisinde anlatıldı. Semt dâhilinde olmayan mahallelerle, bir semtin içerisindeki mahallelerin giriş kapakları da farklı renklerle belirginleştirildi. Kitabın sonuna çalışmada geçen kelimelerden müteşekkil bir Konya sözlüğü konuldu.
Hâsılı ilk cildini yayınladığımız bu çalışma, dünden bu güne yaşanan hayatlar ile sokak, mahalle ve semtin birlikte vücut buldukları şehrin anlatımıdır.
KONYA SEMT VE MAHALLELERİ 1
‘Mahalle’ kavramı bize Arapça ‘Hulul’ kelimesinden geçer. Hulul yani ‘girilen’ yer anlamında kullanıla gelen, bizde Mahalle olarak kavramlaşan terim, şehri meydana getiren en büyük yerdir. Mahallelerin bir araya gelip oluşturduğu yer ise ‘Semt’ olarak nitelenir. Semt aslında bir veya birkaç mahallin adıdır. Geleneksel şehirlerin tarihi süreç içerisinde meydana getirdiği kültür ve medeniyet birikiminin ana eksenini semt ve mahalleler oluşturur. Bu mahalleler nezdinde meydana gelen ana eksen, Konya’da yüzyılların üzerinde bir algının sonucu olarak kişilerin zihin ve pratiklerinde oluşmuş bir ‘yer’e verilen isimdir. Bugün dahi Konyalılar nezdinde ‘çarşı’ kelimesinin çağrıştırdığı anlam merkez (de) olan yerdir.
Geleneksel şehirler bir ana merkezin etrafında teşekkül eden, semt ve mahallelerden oluşur. Yüzyıllar öncesi merkezin (Alâeddin Tepesi’nin) etrafında oluşan semt ve mahalleler, tarihi süreç içerisinde kişilerin dimağındaki şehir ve şehirli kavramlarını da belirginleştirmiştir. “Türbe Önü” tabiri yüzyıllar ötesinden gelen bir şehirlilik atfıdır aslında. Merkezde olmanın doğal sonucudur yerlilik. Bu alâmet-i fârika günümüzde kabuk değiştirerek şehir ve şehirlilik kavramlarını tamamıyla farklılaşmışsa da, Konya gibi şehirlerde bir yolla caddeden, sokaktan mahalleye açılan bir kapı halen mevcuttur.
‘Konya Semt ve Mahalleleri’ eskide kalmış bir nostaljiye ağıt değil, halen canlılığını muhafaza edebilmiş kültür, birikim ve tecrübenin satırlarla vücut bulduğu bir çalışmadır. Yıllar öncesinde bu proje için yazılmış, bugün rahmetle isimlerini andığımız, A. Sefa Odabaşı ve N. Yalçın Dikilitaş’ın yanı sıra, her birinin kendi mahallerini anlattıkları şair, gazeteci, iş adamı, fotoğrafçı, avukat... ve birçok değişik iş kollarında çalışan kalem erbabının yazılarından oluşmuş bir eser olarak vücuda geldi Konya Semt ve Mahalleleri. İçerisinde doğup büyüdüğümüz, okuluna gidip, mahallesindeki çeşmesinden su içtiğimiz; bakkalının veresiye defterimizi tutuğu, tozlu-topraklı sokaklarında çocukluk heyecanımızı yaşadığımız, her gün önünden geçip belki de dikkatimizi hiç çekmeyen bir tarihi abidesinin olduğu mahallemizi, aynı mahalleli bir yazardan okuyacağız bu çalışmada. Bu kitabı okurken farkında olmadığımız pratiklerimizin, köklü bir gelenekten geldiğini fark edeceğiz. Şu da eksik kalmış da diyeceğiz belki de...
Semt ve Mahalle kitabı, sade tarih, sade kişisel pratikler veya akademik bir (üslupla yazılmış ) çalışma değil elbette. Bir anlamda serbest yazıların bir düzen dâhilinde bir araya getirildiği bir çalışma. Yazarın anlatacağı mahallin konu bölümlerinin (tarih, adet, kişiler, gelenek... vb.) kişisel pratiklerle birlikte işlenmesi bu kitapta uyguladığımız usullerdendir. Bunun yanı sıra -mümkünse- tecrübesinden faydalanılacak kişiler ile röportajlar, son yüzyılda kalmış adet ve geleneklerin -günümüzde de- bir mahalledeki iz düşümünün anlatımı, tarihi eserler ve onların etrafındaki -o eser etrafında oluşan- hayatların anlatımını bu kitapta bulabileceksiniz.
Bu çalışma alfabetik sıra ile semt veya mahallelerin ardı ardına yazılması şeklindedir. Bunun yanı sıra bir semt birkaç mahalleden oluşuyorsa mahalleler o semt içerisinde anlatıldı. Semtler daha belirgin olsun diye de her bir semtin başlangıcına ayrı bir kapak çalışması yapıldı. Örneğin Şükran, Kalecik, Kalecelp, Mücellit, Kürkçü Mahalleleri Altın Çeşme Semti dâhilinde kendi düzeni içerisinde anlatıldı. Semt dâhilinde olmayan mahallelerle, bir semtin içerisindeki mahallelerin giriş kapakları da farklı renklerle belirginleştirildi. Kitabın sonuna çalışmada geçen kelimelerden müteşekkil bir Konya sözlüğü konuldu.
Hâsılı ilk cildini yayınladığımız bu çalışma, dünden bu güne yaşanan hayatlar ile sokak, mahalle ve semtin birlikte vücut buldukları şehrin anlatımıdır.