Küçük Pierre

Stok Kodu:
9789758460465
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
172
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2002-10
Çeviren:
Elif Ertan
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9789758460465
437436
Küçük Pierre
Küçük Pierre
13.00
O yıllarda çift kişilikliydim. Gündüzleri olağan ve sıradan, bazen de sıkıcı, geceleri olağandışı ve korkunç. Annemin elleriyle sarıp sarmaladığı yatağımın kenarından geçen ucube de denmez ama kaba saba ve vahşi, küçük, biçimsiz, kambur, çarpık, eski zaman elbiseleri giymiş insanlar geçiyordu, sonra onlara Callot'nun gravürlerinde rastladım. Elbette onları ben yaratmamıştım. Şimdi Güzel Sanatlar okulunun bulunduğu geniş alanda gravürlerini sergileyen resim satıcısı Bayan Letord'un komşusu bu rastlantıyı şöyle açıklıyordu: Benim hayal gücüm onunkilere ekleniyor, gece gelen işkencecilerimi iğneler, şırıngalar, küçük süpürgeler ve öteki ev aletleriyle silahlandırıyordu. Onlar ağırbaşlı bir edayla geçmiyorlardı; siğiller kaplamış burunlarının üstünde yuvarlak gözlüklerle, çok telaşlı bir şekilde beni görmeden geçip gidiyorlardı. Bir akşam daha lamba yanarken babam yatağıma yaklaştı ve bana nadir gülen insanların zarif gülümseyişiyle baktı. Uyuklamaya başlamıştım, elimin içini gıdıkladı ve bana pek bir şey anlayamadığım bir şeyler mırıldandı: "Sana bir inek satacağım." İneği göremeyince elbette sordum: - Baba bana sattığın inek nerede? Uykuya daldım ve rüyamda babamı gördüm. Bu defa avucunun içinde beyazlı kızıllı, yerinde duramayan, capcanlı, nefesinin sıcaklığını ve ahır kokusunu duyabileceğim kadar canlı küçük bir inek tutuyordu. Birçok gece beyazlı kızıllı küçük ineği gördüm.
O yıllarda çift kişilikliydim. Gündüzleri olağan ve sıradan, bazen de sıkıcı, geceleri olağandışı ve korkunç. Annemin elleriyle sarıp sarmaladığı yatağımın kenarından geçen ucube de denmez ama kaba saba ve vahşi, küçük, biçimsiz, kambur, çarpık, eski zaman elbiseleri giymiş insanlar geçiyordu, sonra onlara Callot'nun gravürlerinde rastladım. Elbette onları ben yaratmamıştım. Şimdi Güzel Sanatlar okulunun bulunduğu geniş alanda gravürlerini sergileyen resim satıcısı Bayan Letord'un komşusu bu rastlantıyı şöyle açıklıyordu: Benim hayal gücüm onunkilere ekleniyor, gece gelen işkencecilerimi iğneler, şırıngalar, küçük süpürgeler ve öteki ev aletleriyle silahlandırıyordu. Onlar ağırbaşlı bir edayla geçmiyorlardı; siğiller kaplamış burunlarının üstünde yuvarlak gözlüklerle, çok telaşlı bir şekilde beni görmeden geçip gidiyorlardı. Bir akşam daha lamba yanarken babam yatağıma yaklaştı ve bana nadir gülen insanların zarif gülümseyişiyle baktı. Uyuklamaya başlamıştım, elimin içini gıdıkladı ve bana pek bir şey anlayamadığım bir şeyler mırıldandı: "Sana bir inek satacağım." İneği göremeyince elbette sordum: - Baba bana sattığın inek nerede? Uykuya daldım ve rüyamda babamı gördüm. Bu defa avucunun içinde beyazlı kızıllı, yerinde duramayan, capcanlı, nefesinin sıcaklığını ve ahır kokusunu duyabileceğim kadar canlı küçük bir inek tutuyordu. Birçok gece beyazlı kızıllı küçük ineği gördüm.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat