“Seni elbette seviyorum” diye konuştu çiçek. “Bunu şimdiye kadar anlayamadıysan bu benim hatam. Aslında bu da önemli değil. Ama sen… Sen de benim kadar aptalca davrandın. Mutlu olmaya çalış… O korunağı da bırak elinden, artık onu istemiyorum.”
“Ama rüzgâr…”
“O kadar da hasta değilim. Gecenin serinliği iyi gelir bana. Çiçeğim ben.”
“Ya hayvanlar?”
“Kelebeklerle tanışmak istiyorsam, bir iki tırtıla katlanmayı öğrenmem gerek. Çok güzel olmalılar. Kelebekler de, yani tırtıllar da olmazsa kimle dostluk edeceğim?
Sen de uzaklarda olacaksın… Büyük hayvanlara gelince, onlardan korkmuyorum. Pençelerim var benim.”
“Seni elbette seviyorum” diye konuştu çiçek. “Bunu şimdiye kadar anlayamadıysan bu benim hatam. Aslında bu da önemli değil. Ama sen… Sen de benim kadar aptalca davrandın. Mutlu olmaya çalış… O korunağı da bırak elinden, artık onu istemiyorum.”
“Ama rüzgâr…”
“O kadar da hasta değilim. Gecenin serinliği iyi gelir bana. Çiçeğim ben.”
“Ya hayvanlar?”
“Kelebeklerle tanışmak istiyorsam, bir iki tırtıla katlanmayı öğrenmem gerek. Çok güzel olmalılar. Kelebekler de, yani tırtıllar da olmazsa kimle dostluk edeceğim?
Sen de uzaklarda olacaksın… Büyük hayvanlara gelince, onlardan korkmuyorum. Pençelerim var benim.”