Kadın ve erkek, kent, taşra, emek, bugün ve tarih, aşk, sessizlik, kalabalıklarda kaybolan çığlıklar: Tamamının incelikle işlenmiş bir motifi Kulak Misafiri. Öyküleriyle, tanıdık yüzlerin bilinen hikâyelerine dikkatlice bakan Serap Gökalp, koşuşturmanın ritmine kulak kesiliyor ve köprüler, geçitler kuruyor hayatlardan hayatlara. Bu yüzden herhangi bir öykünün içinde hüküm süren bir çağrışımın, değerinde de gezinmesi an meselesi. Kurgu denilebilecek bu işleyiş, kimbilebilir, belki de insanın kendi yazgısı. Kimi yazarların, öyküyü bir yaşam biçimi olarak seçtiğini, günün yirmi dört saati, üç yüz altmış beş gün öyküyle yatıp öyküyle kalktıklarını biliyorum. İşte öykü konuşulduğunda sesi titreyen, öyküyü bir yaşam biçimi olarak seçen, son yıllarda art arda ödüllendirilen öykücüklerimizden biri de Serap Gökalp'tir. Yine biliyorum ki, o titreyen sesi, o heyecanı bu öykülerinde bulacağım. -Hasan Özkılıç-
Kadın ve erkek, kent, taşra, emek, bugün ve tarih, aşk, sessizlik, kalabalıklarda kaybolan çığlıklar: Tamamının incelikle işlenmiş bir motifi Kulak Misafiri. Öyküleriyle, tanıdık yüzlerin bilinen hikâyelerine dikkatlice bakan Serap Gökalp, koşuşturmanın ritmine kulak kesiliyor ve köprüler, geçitler kuruyor hayatlardan hayatlara. Bu yüzden herhangi bir öykünün içinde hüküm süren bir çağrışımın, değerinde de gezinmesi an meselesi. Kurgu denilebilecek bu işleyiş, kimbilebilir, belki de insanın kendi yazgısı. Kimi yazarların, öyküyü bir yaşam biçimi olarak seçtiğini, günün yirmi dört saati, üç yüz altmış beş gün öyküyle yatıp öyküyle kalktıklarını biliyorum. İşte öykü konuşulduğunda sesi titreyen, öyküyü bir yaşam biçimi olarak seçen, son yıllarda art arda ödüllendirilen öykücüklerimizden biri de Serap Gökalp'tir. Yine biliyorum ki, o titreyen sesi, o heyecanı bu öykülerinde bulacağım. -Hasan Özkılıç-