Kur'ân'da Kıyâmet sahneleri, tasvîrin en açık şekilde yapıldığı yerlerdir. Kur'ân, Kıyâmet sahneleriyle, ölümden sonra dirilişi, hesabı, nimet ve azâbı hedeflemektedir. Bu yüzden, yaşadığımız şu âlemden sonra insânlara va'dettiği âhiret âlemini sadece tavsîf ederek bırakmamış, bilâkis tasavvur edilebilir, hissedilebilir, canlı, hareketli, bâriz ve müşahhas olarak zikretmiştir. Kur'ân-ı Kerîm'de Âhiret âlemi, çok basittir ve İslâm akîdesi gibi apaçıktır: Ölüm, ölümden sonra diriliş, nimet ve azab. Fakat bu basit ve apaçık hakîkat, çeşitli tablolar hâlinde sunulur ve onlarca pozisyon, şekil ve nitelik ihtivâ eden sahnelerle dolu tam bir âlem şeklinde resmedilir. Böylece rûhu saran, hayâl etmeye sevkeden, duyuları kaplayan, renk ortaya koyan ve edebî zenginliğe eşi ve benzeri görülmemiş değerli safhalar ekleyen yüksek sanat unsurları bir araya getirilir.
Büyük mütefekkir Seyyid Kutub bu eserinde, mü'minler için kimi zaman haşyet kimi zaman ferahlama vesilesi olan Kıyâmet sahnelerini, Kur'ân'da tasvîr edildikleri şekilde tıpkı bir film şeridi gibi gözler önüne seriyor. Bunu yaparken de sûrelerin nüzûl sırasına göre tertibini esas alıyor. Çoğunluğunu Mekkî sûrelerin oluşturduğu 80 sûreye serpiştirilmiş olan 150 kadar Kıyâmet sahnesini, birbiri ardınca sıraladıktan sonra her sahnenin açılımını sade ve akıcı üslubu ile okuyucuya sunuyor.
Kur'ân'da Kıyâmet sahneleri, tasvîrin en açık şekilde yapıldığı yerlerdir. Kur'ân, Kıyâmet sahneleriyle, ölümden sonra dirilişi, hesabı, nimet ve azâbı hedeflemektedir. Bu yüzden, yaşadığımız şu âlemden sonra insânlara va'dettiği âhiret âlemini sadece tavsîf ederek bırakmamış, bilâkis tasavvur edilebilir, hissedilebilir, canlı, hareketli, bâriz ve müşahhas olarak zikretmiştir. Kur'ân-ı Kerîm'de Âhiret âlemi, çok basittir ve İslâm akîdesi gibi apaçıktır: Ölüm, ölümden sonra diriliş, nimet ve azab. Fakat bu basit ve apaçık hakîkat, çeşitli tablolar hâlinde sunulur ve onlarca pozisyon, şekil ve nitelik ihtivâ eden sahnelerle dolu tam bir âlem şeklinde resmedilir. Böylece rûhu saran, hayâl etmeye sevkeden, duyuları kaplayan, renk ortaya koyan ve edebî zenginliğe eşi ve benzeri görülmemiş değerli safhalar ekleyen yüksek sanat unsurları bir araya getirilir.
Büyük mütefekkir Seyyid Kutub bu eserinde, mü'minler için kimi zaman haşyet kimi zaman ferahlama vesilesi olan Kıyâmet sahnelerini, Kur'ân'da tasvîr edildikleri şekilde tıpkı bir film şeridi gibi gözler önüne seriyor. Bunu yaparken de sûrelerin nüzûl sırasına göre tertibini esas alıyor. Çoğunluğunu Mekkî sûrelerin oluşturduğu 80 sûreye serpiştirilmiş olan 150 kadar Kıyâmet sahnesini, birbiri ardınca sıraladıktan sonra her sahnenin açılımını sade ve akıcı üslubu ile okuyucuya sunuyor.