Türkiye'nin en büyük özel sektör sanayi kuruluşlarında 26 yıl süreyle finansman müdürü, genel müdür muavini ve genel müdür olarak görev yaptı. Halen İstanbul Aydın Üniversite-si'nde öğretim üyesi olup, İİBF-Uluslararası Ticaret Bölümü başkanıdır. Yazarın muhtelif gazete ve dergilerde yayımlanmış çok sayıda makalesi olup elinizdeki bu kitap Kurtoğlu'nun yayımlanan yedinci kitabıdır.
Ağustos 2014'te Türkiye'de sinemalarda gösterime giren "Fırtınanın İçinde" yönetmen Steven Quale tarafından çekilen felaket filmlerinden biri. Filme göre "yaklaşan fırtına şu ana kadarkilerin en büyüğü olacak."
Türkiyemiz'de hortum, fırtına kelimeleri yakın zamana kadar Türk insanı tarafından pek telaffuz edilmeyen ve Hollywood filmlerinde görülen yada TV'lerin daha çok Amerika ile alakalı haberlerinde yer alan hususlardı. Eskilerin, daha doğrusu Yörük - Türkmen Beğlerinin bildiği, zikrettiği fırtınalarda, kış mevsiminin "zemheri"sinde yaşanan genellikle 3 - 7 gün arasında süren "Kocakarı", "Çaylak", "Kozkavran" adıyla anılan soğuk kuzey rüzgarlarıydı. Ama günümüzde davulun sesi uzaktan gelmiyor. Artık Türkiye'de de hortumlar, mesela Ağustos 2014'de İstanbul'da olduğu gibi, yaşanıyor. Hemde ebemin zemherisinde değil Temmuz - Ağustos gibi yaz aylarında. Dahası yapılan araştırmalar gösteriyorki Türkiye 2030'lardan itibaren su sıkıntısı çekecek, 2040'larda ise vaziyet vahim.
Anlaşılıyorki "Fırtınanın İçinde" adlı filmde göreceklerimiz yakın bir gelecekte hayatımıza o kadar uzak olmadığı gibi, fantastik bir eğlencelikte değil. Üstelik, Türkiye'nin başına, Dicle - Fırat gibi "sınır aşan sular" meselesinden, Büyük Ortadoğu Projesi / Yeni Dünya Düzeni bağlamında yeni belalar sarılmak isteniyor. Bu bağlamda ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 2012 ve Amerikan İstihbarat Konseyi'nin 2013 tarihinde yayımlanan raporlarında bölgede 2023'lü yıllarda "su savaşı" çıkabileceği!? ikazında bulunuyorlar. Dicle'nin suyu Tevrat, Fırat'ın suyu İncil - Vahiy'de, iki ırmağın doğduğu Anadolu - Türk yurdu ise Yeni Dünya Düzeni Kurulurken Son seferde feth edilecek EDOM toprakları. Bunu ben söylemiyorum. Yahudi dini inancının temellerinden biri olan KABALA söylüyor.
Türkiye'nin en büyük özel sektör sanayi kuruluşlarında 26 yıl süreyle finansman müdürü, genel müdür muavini ve genel müdür olarak görev yaptı. Halen İstanbul Aydın Üniversite-si'nde öğretim üyesi olup, İİBF-Uluslararası Ticaret Bölümü başkanıdır. Yazarın muhtelif gazete ve dergilerde yayımlanmış çok sayıda makalesi olup elinizdeki bu kitap Kurtoğlu'nun yayımlanan yedinci kitabıdır.
Ağustos 2014'te Türkiye'de sinemalarda gösterime giren "Fırtınanın İçinde" yönetmen Steven Quale tarafından çekilen felaket filmlerinden biri. Filme göre "yaklaşan fırtına şu ana kadarkilerin en büyüğü olacak."
Türkiyemiz'de hortum, fırtına kelimeleri yakın zamana kadar Türk insanı tarafından pek telaffuz edilmeyen ve Hollywood filmlerinde görülen yada TV'lerin daha çok Amerika ile alakalı haberlerinde yer alan hususlardı. Eskilerin, daha doğrusu Yörük - Türkmen Beğlerinin bildiği, zikrettiği fırtınalarda, kış mevsiminin "zemheri"sinde yaşanan genellikle 3 - 7 gün arasında süren "Kocakarı", "Çaylak", "Kozkavran" adıyla anılan soğuk kuzey rüzgarlarıydı. Ama günümüzde davulun sesi uzaktan gelmiyor. Artık Türkiye'de de hortumlar, mesela Ağustos 2014'de İstanbul'da olduğu gibi, yaşanıyor. Hemde ebemin zemherisinde değil Temmuz - Ağustos gibi yaz aylarında. Dahası yapılan araştırmalar gösteriyorki Türkiye 2030'lardan itibaren su sıkıntısı çekecek, 2040'larda ise vaziyet vahim.
Anlaşılıyorki "Fırtınanın İçinde" adlı filmde göreceklerimiz yakın bir gelecekte hayatımıza o kadar uzak olmadığı gibi, fantastik bir eğlencelikte değil. Üstelik, Türkiye'nin başına, Dicle - Fırat gibi "sınır aşan sular" meselesinden, Büyük Ortadoğu Projesi / Yeni Dünya Düzeni bağlamında yeni belalar sarılmak isteniyor. Bu bağlamda ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 2012 ve Amerikan İstihbarat Konseyi'nin 2013 tarihinde yayımlanan raporlarında bölgede 2023'lü yıllarda "su savaşı" çıkabileceği!? ikazında bulunuyorlar. Dicle'nin suyu Tevrat, Fırat'ın suyu İncil - Vahiy'de, iki ırmağın doğduğu Anadolu - Türk yurdu ise Yeni Dünya Düzeni Kurulurken Son seferde feth edilecek EDOM toprakları. Bunu ben söylemiyorum. Yahudi dini inancının temellerinden biri olan KABALA söylüyor.