İkinci El
Kürtleri, Kürt sorununu, PKK ile şiddet ve terör yıllarını perde arkasında olup bitenlerle öğrenmek ister misiniz? Güneydoğu'yu, Kuzey Irak'ı, kan ve ateş coğrafyasını bir gazetecinin gözlüğüyle gezmeye ilgi duyar mısınız? Ya da Ortadoğu'de terör ve şiddetin beşiği Bekaa Vadisi'ne uzanıp Apo'yla bir geceyarısı buluşmasına ne dersiniz? Cudi Dağı'nın tepesinde askerle sabahlamak, Diyarbakır'da, Şırnak'ta PKK'lılarla, Kürt aydınlarıyla buluşmak, Cizre'de, Dicle Nehri'nin kıyısında veya Kızıltepe ile Viranşehir'de Kürtlerle kebap yemek, Ankara'da devlet büyükleriyle, Genelkurmay başkanlarıyla, istihbarat yetkilileriyle konuşmak, Beyrut ve Şam'da havayı koklamak, Washington'da istihbarat camiasıyla temasa geçip Türkiye'yi 1984 yılından başlayarak kanatan bir sorunu anlamaya çalışmak ister misiniz? Bu kitapta yalnız Kürtler yok, Türkler de var. Yalnız siyaset yok, özellikle insanlar ile onların yaşadıkları dramlar da var. Bu kitabın hazırlığı on sekiz yıl öncesine gidiyor. Yazılmasına gelince, "Yaşamak için ille de acı çekmek mi lazım?" diye diye iki yıl sürdü.
İkinci El
Kürtleri, Kürt sorununu, PKK ile şiddet ve terör yıllarını perde arkasında olup bitenlerle öğrenmek ister misiniz? Güneydoğu'yu, Kuzey Irak'ı, kan ve ateş coğrafyasını bir gazetecinin gözlüğüyle gezmeye ilgi duyar mısınız? Ya da Ortadoğu'de terör ve şiddetin beşiği Bekaa Vadisi'ne uzanıp Apo'yla bir geceyarısı buluşmasına ne dersiniz? Cudi Dağı'nın tepesinde askerle sabahlamak, Diyarbakır'da, Şırnak'ta PKK'lılarla, Kürt aydınlarıyla buluşmak, Cizre'de, Dicle Nehri'nin kıyısında veya Kızıltepe ile Viranşehir'de Kürtlerle kebap yemek, Ankara'da devlet büyükleriyle, Genelkurmay başkanlarıyla, istihbarat yetkilileriyle konuşmak, Beyrut ve Şam'da havayı koklamak, Washington'da istihbarat camiasıyla temasa geçip Türkiye'yi 1984 yılından başlayarak kanatan bir sorunu anlamaya çalışmak ister misiniz? Bu kitapta yalnız Kürtler yok, Türkler de var. Yalnız siyaset yok, özellikle insanlar ile onların yaşadıkları dramlar da var. Bu kitabın hazırlığı on sekiz yıl öncesine gidiyor. Yazılmasına gelince, "Yaşamak için ille de acı çekmek mi lazım?" diye diye iki yıl sürdü.