Halide Edib'den Aziz Nesin'e, Refik Halid'den Yusuf Atılgan'a, Kerime Nadir'den Sevgi Soysal'a, her renkten yazarlar...
Cilalı İbo'dan Yılmaz Güney'e, sinemanın bambaşka karakterleri...
Behiye Aksoy, Gönül Yazar, Ajda Pekkan, Zeki Müren: ses ve sahne efsaneleri...
“Abidin”den Doğan Güzel'e, her demden çizgi ustaları...
Levent Cantek'ten, “kültür dünyası” denen âlemin dört köşesinden, kimi o cenahtan kimi bu cenahtan, kimi sahiden “büyük” kimi popüler kimi daha az bilinen şahsiyetlere dair portreler...
Kitap, ismini kuşların yediği ufarak bahar otlarına verilen addan, kuş eppeğinden (kuş ekmeği, yani) alıyor. Lafları kuş lokması kadar. “Türkçenin uçurulan şeyhi” gibi, dedikodu zevkini okşayacak aforizmalar da bulursunuz Eppek kâsesinde; “Kendini zaman sayan başyazı” gibi, on makale kuvvetinde hikmetler de.
Eppek'in sade hacmi değil ama asıl ruhu ince. İnce gören, ince işleyen bir dil...
Deli gibi dip köşe okuyan, can gözüyle hayatın seyrine bakan şen bir merakî, bir merak kumkuması, onca birikmişini süzgeçten geçirmiş, bize leziz bir kâse sunuyor. Hayranlıklarını zekâyla gemleyerek, sataştıklarını şefkatle kollayarak.Elinizdeki, içinde kuşlar havalanan bir billur cam kâse.
Halide Edib'den Aziz Nesin'e, Refik Halid'den Yusuf Atılgan'a, Kerime Nadir'den Sevgi Soysal'a, her renkten yazarlar...
Cilalı İbo'dan Yılmaz Güney'e, sinemanın bambaşka karakterleri...
Behiye Aksoy, Gönül Yazar, Ajda Pekkan, Zeki Müren: ses ve sahne efsaneleri...
“Abidin”den Doğan Güzel'e, her demden çizgi ustaları...
Levent Cantek'ten, “kültür dünyası” denen âlemin dört köşesinden, kimi o cenahtan kimi bu cenahtan, kimi sahiden “büyük” kimi popüler kimi daha az bilinen şahsiyetlere dair portreler...
Kitap, ismini kuşların yediği ufarak bahar otlarına verilen addan, kuş eppeğinden (kuş ekmeği, yani) alıyor. Lafları kuş lokması kadar. “Türkçenin uçurulan şeyhi” gibi, dedikodu zevkini okşayacak aforizmalar da bulursunuz Eppek kâsesinde; “Kendini zaman sayan başyazı” gibi, on makale kuvvetinde hikmetler de.
Eppek'in sade hacmi değil ama asıl ruhu ince. İnce gören, ince işleyen bir dil...
Deli gibi dip köşe okuyan, can gözüyle hayatın seyrine bakan şen bir merakî, bir merak kumkuması, onca birikmişini süzgeçten geçirmiş, bize leziz bir kâse sunuyor. Hayranlıklarını zekâyla gemleyerek, sataştıklarını şefkatle kollayarak.Elinizdeki, içinde kuşlar havalanan bir billur cam kâse.