Kafesin içinde vatan hasreti çeken bülbül için ne çok üzülmüştüm o zaman. Bütün bülbüllerin kafeste yaşadığını sanırdım. Babam, “Kızım Dilşah, bülbülün yeri kafes değil; gül dalıdır. Bülbül güle âşık olmasa, böyle yanık yanık ötmese, insanlar da onu yakalayıp kafese koymazlardı. Bülbülün çektiği dilinin belasıdır,” dedi. Sonra da bir bülbül şarkısı söylemeye başladı:
Aşık der ki bende vur,
Suyu kaldır bende vur,
Yedi yerimde yarem var,
Bir ok al sen de vur.
Kafesin içinde vatan hasreti çeken bülbül için ne çok üzülmüştüm o zaman. Bütün bülbüllerin kafeste yaşadığını sanırdım. Babam, “Kızım Dilşah, bülbülün yeri kafes değil; gül dalıdır. Bülbül güle âşık olmasa, böyle yanık yanık ötmese, insanlar da onu yakalayıp kafese koymazlardı. Bülbülün çektiği dilinin belasıdır,” dedi. Sonra da bir bülbül şarkısı söylemeye başladı:
Aşık der ki bende vur,
Suyu kaldır bende vur,
Yedi yerimde yarem var,
Bir ok al sen de vur.