Dünyada ve ülkemizde dinin toplumsal görünümü arttıkça, laiklik de gittikçe daha fazla tartışma konusu hâline geliyor. Kamusal alanda dinî referansların yoğunlaştığı günümüz dünyasında, laikliğin türleri ve algılanma biçimleri de her yönüyle masaya yatırılır durumda bulunmaktadır. Seküler-laik, sekülerleşme-laikleşme ve sekülerizm-laisizm zıtlıklarını da içerecek bir biçimde meselenin hem olgusal hem de ilkesel boyutunu göz önünde bulundurarak dinî olana ve dinî olanın etki alanına ilişkin yürütülen tartışmalar, din-siyaset ilişkisinin değerlendirileceği çerçeveye katkı sunmaktadır. Yönetim mekanizmalarının bir ilkesi olarak laikliği dinî olanın ve seküler olanın sınırları uyarınca, diğer taraftan ise dinî olanı ve seküler olanı laiklik ilkesi uyarınca değerlendirmek, ancak kapsamlı bir çerçeve dâhilinde gerçekleştirilebilecek bir iş olarak karşımıza çıkmaktadır. Dinin toplum içerisindeki yerinin ve siyaset ile olan ilişkisinin dünyanın her yerinde farklı tezahürleri ve tarihsel serüveni olduğundan dolayı, laikliği yeniden düşünmek, karşılaştırmalı bir bakış açısını da gerektirmektedir. İşte elinizdeki kitap, laikliğin pek çok boyutuna dair güncel tartışmalar ve teorik zemin için kuramsal araçlar sağlamaktadır. Laiklik biçimlerinden, yurttaşlık ve kamusal alan tartışmalarına; demokrasi ve laiklik ilişkisinden küresel seküler siyasete; dinî hayırseverlikten dinsel fundamentalizme; ifade özgürlüğünden dünyanın farklı bölgelerindeki laiklik deneyimlerine pek çok temel konu bu kitapta ele alınıyor.
Dünyada ve ülkemizde dinin toplumsal görünümü arttıkça, laiklik de gittikçe daha fazla tartışma konusu hâline geliyor. Kamusal alanda dinî referansların yoğunlaştığı günümüz dünyasında, laikliğin türleri ve algılanma biçimleri de her yönüyle masaya yatırılır durumda bulunmaktadır. Seküler-laik, sekülerleşme-laikleşme ve sekülerizm-laisizm zıtlıklarını da içerecek bir biçimde meselenin hem olgusal hem de ilkesel boyutunu göz önünde bulundurarak dinî olana ve dinî olanın etki alanına ilişkin yürütülen tartışmalar, din-siyaset ilişkisinin değerlendirileceği çerçeveye katkı sunmaktadır. Yönetim mekanizmalarının bir ilkesi olarak laikliği dinî olanın ve seküler olanın sınırları uyarınca, diğer taraftan ise dinî olanı ve seküler olanı laiklik ilkesi uyarınca değerlendirmek, ancak kapsamlı bir çerçeve dâhilinde gerçekleştirilebilecek bir iş olarak karşımıza çıkmaktadır. Dinin toplum içerisindeki yerinin ve siyaset ile olan ilişkisinin dünyanın her yerinde farklı tezahürleri ve tarihsel serüveni olduğundan dolayı, laikliği yeniden düşünmek, karşılaştırmalı bir bakış açısını da gerektirmektedir. İşte elinizdeki kitap, laikliğin pek çok boyutuna dair güncel tartışmalar ve teorik zemin için kuramsal araçlar sağlamaktadır. Laiklik biçimlerinden, yurttaşlık ve kamusal alan tartışmalarına; demokrasi ve laiklik ilişkisinden küresel seküler siyasete; dinî hayırseverlikten dinsel fundamentalizme; ifade özgürlüğünden dünyanın farklı bölgelerindeki laiklik deneyimlerine pek çok temel konu bu kitapta ele alınıyor.