Latin Amerika'nın Kesik Damarları

Stok Kodu:
9789755707051
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
359
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2017-12
Çeviren:
Attila Tokatlı
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
Las Venas Abiertas de America Latina
9789755707051
481399
Latin Amerika'nın Kesik Damarları
Latin Amerika'nın Kesik Damarları
28.00

Topraklarındaki zenginlikler nedeniyle beş yüzyıldır kesintisiz bir şekilde yağmaya ve saldırıya maruz kalan Latin Amerika'nın hikâyesi; bütün insanlığın güç ve iktidar ilişkilerinin, emperyalist politikaların, savaşların altındaki nedenlerin, baskı karşısında mayalanan öfkenin, isyanın ve acının özetidir.

Altın, elmas, kalay, gümüş gibi doğal kaynakların; kakao, şekerkamışı, muz, pamuk gibi tarım ürünlerinin fışkırdığı bereketli topraklar halkları yoksullaştırmış, başka kıtaların ihtiyaçlarını karşılamak üzere kimi zaman işgal, çoğu zaman da kukla yönetimler aracılığıyla talan edilmiştir. Üstelik saldırganlar niyetlerini hiçbir zaman gizleme ihtiyacı duymamıştır. Meksika'nın fethi sırasında Hernán Cortés'in yardımcılığını yapan Bernal Diaz del castillo bunu şu sözlerle açıkça ifade eder: “Tanrı'ya ve hükümdarımıza hizmet için geldik biz buraya. Fakat aynı zamanda, buradaki zenginlikler için de geldik.” Köle taşıyan gemiler belki artık okyanusu geçmiyor ama köle tüccarları çalışma bakanlığı aracılığıyla işlerini sürdürmeye devam ediyorlar.

Yağma ve talanın olduğu yerde elbette direniş de var; Latin Amerika tarihi aynı zamanda Tupac Amaru'dan Hidalgo ve Morelos'a, Simón Bolivar'dan José Artigas'a, Zapata'dan castro ve Che Guevara'ya kadar bugünümüze de ilham veren birçok ismin öncülüğünde gelişmiş bir ayaklanmalar tarihidir.

Eduardo Galeano bu hırs, talan, yağma, kan, gözyaşı ve direnişle harmanlanmış yüzyılların dökümünü her zamanki sade ama çarpıcı diliyle kayıt altına alırken, belleklere kazınması gereken bir gerçekliğin altını kalınca çiziyor, bugünü anlamanın ipuçlarını incelikle satırlara döküyor, sömürüye karşı öfke kadar umudu da büyütüyor...

Topraklarındaki zenginlikler nedeniyle beş yüzyıldır kesintisiz bir şekilde yağmaya ve saldırıya maruz kalan Latin Amerika'nın hikâyesi; bütün insanlığın güç ve iktidar ilişkilerinin, emperyalist politikaların, savaşların altındaki nedenlerin, baskı karşısında mayalanan öfkenin, isyanın ve acının özetidir.

Altın, elmas, kalay, gümüş gibi doğal kaynakların; kakao, şekerkamışı, muz, pamuk gibi tarım ürünlerinin fışkırdığı bereketli topraklar halkları yoksullaştırmış, başka kıtaların ihtiyaçlarını karşılamak üzere kimi zaman işgal, çoğu zaman da kukla yönetimler aracılığıyla talan edilmiştir. Üstelik saldırganlar niyetlerini hiçbir zaman gizleme ihtiyacı duymamıştır. Meksika'nın fethi sırasında Hernán Cortés'in yardımcılığını yapan Bernal Diaz del castillo bunu şu sözlerle açıkça ifade eder: “Tanrı'ya ve hükümdarımıza hizmet için geldik biz buraya. Fakat aynı zamanda, buradaki zenginlikler için de geldik.” Köle taşıyan gemiler belki artık okyanusu geçmiyor ama köle tüccarları çalışma bakanlığı aracılığıyla işlerini sürdürmeye devam ediyorlar.

Yağma ve talanın olduğu yerde elbette direniş de var; Latin Amerika tarihi aynı zamanda Tupac Amaru'dan Hidalgo ve Morelos'a, Simón Bolivar'dan José Artigas'a, Zapata'dan castro ve Che Guevara'ya kadar bugünümüze de ilham veren birçok ismin öncülüğünde gelişmiş bir ayaklanmalar tarihidir.

Eduardo Galeano bu hırs, talan, yağma, kan, gözyaşı ve direnişle harmanlanmış yüzyılların dökümünü her zamanki sade ama çarpıcı diliyle kayıt altına alırken, belleklere kazınması gereken bir gerçekliğin altını kalınca çiziyor, bugünü anlamanın ipuçlarını incelikle satırlara döküyor, sömürüye karşı öfke kadar umudu da büyütüyor...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat