İslam dininin ana kaynağı olan Kur'an-ı Kerîm'in ortaya koyduğu maddi ve manevi hayat düsturlarının, ilahi murada uygun bir biçimde yerine getirilebilmesi, her şeyden önce onun doğru anlaşılmasına bağlıdır. Bu nedenledir ki, Kur'an'ın inmeye başladığı ilk günden itibaren bu husus, Müslümanlar için birinci derecede öncelikli konu olmuştur. Zira Kur'an, gerek bazı ayetlerindeki meydan okumalarından gerekse de nüzul döneminde Arap dilinde otorite kabul edilen bazı Kureyşli müşriklerin itiraflarından da anlaşılacağı üzere, hem üslup hem de içerik bakımından o güne kadar alışılmış olandan tamamen farklı bir yapıda inmiştir.
Bu arada, Hz. Peygamber (s.a.v.) hayatta iken hem Kur'an'ın doğru anlaşılmasını sağlamış hem de getirdiği inanç ve hayat prensiplerinin örnek uygulayıcısı olmuştur. Bu sayede Müslümanlar, onu doğru anlayıp doğru yaşamada karşılaştıkları her problemi kolayca çözebilmişlerdir. Ancak Hz. Peygamber'in vefat etmesi, yanı sıra Arap dışı unsurların Müslüman olmaya başlaması ve yabancı kültürlerle yaşanan yoğun temas, Kur'an'ın doğru anlaşılması için özel birtakım ilmi çabaların sarf edilmesi ihtiyacını ortaya koymuştur. İşte bu ihtiyacı karşılamak üzere yapılan çalışmalar, belli bir süre sonra müstakil bir İslamî ilim haline gelmiş ve “Tefsir İlmi” adını almıştır. Aynı zamanda bu ilim, doğrudan Kur'an merkezli olması sebebiyle, İslamî ilimlerin önemce başta geleni olarak kabul edilmiştir.
Tefsir ilmi çerçevesindeki çalışmalar, tarihi süreç içerisinde çeşitlilik arz etmeye ve buna bağlı olarak farklı isimlerle anılmaya başlamıştır. Buna göre öne çıkan başlıca çalışmalar şöyledir:
a) Rivayet Tefsiri Çalışmaları
b) Dirayet Tefsiri Çalışmaları
c) Tasavvufî Tefsir Çalışmaları
Çalışmamızın konusu olan ünlü tasavvuf alimi Abdulkerîm el-Kuşeyrî'ye ait “Latâifu'l-İşârât” adlı eser de, tasavvufî tefsir çalışmalarının en önemli klasik örneklerinden biridir. Bu realiteden hareketle, Türkçe İslamî literatüre katkıda bulunmak, yanı sıra genelde tasavvuf ve tefsir alanlarına ilgi duyan okuyucu kitlesinin, özelde de tefsir alanında akademik çalışmalar yapan araştırmacıların istifadesine sunmak üzere, Çelik Yayınevi'nin önerisiyle eseri Arapça aslından Türkçe'ye çevirmeye karar verdik.
Bu arada okuyucunun, eseri daha bilinçli okumasını ve ondan daha fazla faydalanmasını sağlamak amacıyla, hem belli başlı bazı özellikleri hem de tercümede izlediğimiz yol hakkında gerekli olduğuna inandığımız hususlara yer vermek yararlı olacaktır:
İslam dininin ana kaynağı olan Kur'an-ı Kerîm'in ortaya koyduğu maddi ve manevi hayat düsturlarının, ilahi murada uygun bir biçimde yerine getirilebilmesi, her şeyden önce onun doğru anlaşılmasına bağlıdır. Bu nedenledir ki, Kur'an'ın inmeye başladığı ilk günden itibaren bu husus, Müslümanlar için birinci derecede öncelikli konu olmuştur. Zira Kur'an, gerek bazı ayetlerindeki meydan okumalarından gerekse de nüzul döneminde Arap dilinde otorite kabul edilen bazı Kureyşli müşriklerin itiraflarından da anlaşılacağı üzere, hem üslup hem de içerik bakımından o güne kadar alışılmış olandan tamamen farklı bir yapıda inmiştir.
Bu arada, Hz. Peygamber (s.a.v.) hayatta iken hem Kur'an'ın doğru anlaşılmasını sağlamış hem de getirdiği inanç ve hayat prensiplerinin örnek uygulayıcısı olmuştur. Bu sayede Müslümanlar, onu doğru anlayıp doğru yaşamada karşılaştıkları her problemi kolayca çözebilmişlerdir. Ancak Hz. Peygamber'in vefat etmesi, yanı sıra Arap dışı unsurların Müslüman olmaya başlaması ve yabancı kültürlerle yaşanan yoğun temas, Kur'an'ın doğru anlaşılması için özel birtakım ilmi çabaların sarf edilmesi ihtiyacını ortaya koymuştur. İşte bu ihtiyacı karşılamak üzere yapılan çalışmalar, belli bir süre sonra müstakil bir İslamî ilim haline gelmiş ve “Tefsir İlmi” adını almıştır. Aynı zamanda bu ilim, doğrudan Kur'an merkezli olması sebebiyle, İslamî ilimlerin önemce başta geleni olarak kabul edilmiştir.
Tefsir ilmi çerçevesindeki çalışmalar, tarihi süreç içerisinde çeşitlilik arz etmeye ve buna bağlı olarak farklı isimlerle anılmaya başlamıştır. Buna göre öne çıkan başlıca çalışmalar şöyledir:
a) Rivayet Tefsiri Çalışmaları
b) Dirayet Tefsiri Çalışmaları
c) Tasavvufî Tefsir Çalışmaları
Çalışmamızın konusu olan ünlü tasavvuf alimi Abdulkerîm el-Kuşeyrî'ye ait “Latâifu'l-İşârât” adlı eser de, tasavvufî tefsir çalışmalarının en önemli klasik örneklerinden biridir. Bu realiteden hareketle, Türkçe İslamî literatüre katkıda bulunmak, yanı sıra genelde tasavvuf ve tefsir alanlarına ilgi duyan okuyucu kitlesinin, özelde de tefsir alanında akademik çalışmalar yapan araştırmacıların istifadesine sunmak üzere, Çelik Yayınevi'nin önerisiyle eseri Arapça aslından Türkçe'ye çevirmeye karar verdik.
Bu arada okuyucunun, eseri daha bilinçli okumasını ve ondan daha fazla faydalanmasını sağlamak amacıyla, hem belli başlı bazı özellikleri hem de tercümede izlediğimiz yol hakkında gerekli olduğuna inandığımız hususlara yer vermek yararlı olacaktır: