Mahir Çayan'ın Hayatına İlgi Duyan Kişilerin Muhakkak
Okuması Gereken Bir İnceleme
Mahir Çayan, Türkiye devrim tarihinin en radikal teorisyen ve eylemcilerinden birisidir. 1960'lı yıllarda, henüz üniversiteye yeni başladığı yıllarda atıldığı mücadelesi, 26 yaşındayken Tokat'a bağlı Kızıldere köyünde uğradığı jandarma baskınıyla sona ermiştir. Kısa süren hayatı, onun Türkiye tarihi içerisinde yadsınamaz bir yer edinmesine engel değildi; zira Çayan ölümüne dek oluşturduğu devrimci teorileriyle ve ortaya koyduğu devrimci pratikle, milyonlarca yoksulun ve emekçinin hayatında silinmez bir iz bırakmayı başarmıştı. Bugün onlarca legal-illegal parti, örgüt ya da politik çevre onun tezlerini doğrudan ya da yorumlayarak kendisine mal etmekte, onun mirasına sahip çıkmaktadır.
Ülke iktidarlarının gözünde başıbozuk ve tehlikeli bir terörist olan Çayan'ı bu kadar sevilen bir 'doğal önder' konumuna getiren şey nedir? İhtimal ki bu sorunun yanıtı, Çayan'ı yazılarında yoğun biçimde ortaya koyduğu "başka bir dünyaya" duyduğu sarılmaz inanç ve tutkusudur. Kendisini toplumun en alt kesimiyle özdeşleştirmeyi başarmış bir önderdir Çayan. Açlığı, yoksulluğu ve baskıyı tavizsiz bir kararlılıkla mahkum etmiş, "güzel günler görmenin" hayalini milyonlarca ezilenin meselesi haline getirmeyi başarmıştır. Devrimci anlayışı, hayatının sonlarına doğru onu kaçınılmaz biçimde silahlı çatışmalara sürüklese de Çayan özgürce ve insanca yaşama kavgasının, yaşam sevincinin en önde giden neferlerinden birisi olmuştur.
Bu eser, Mahir Çayan'ı derinlemesine bir teorik incelemeyi ya da hayatını bir destan havasında vermeyi amaçlamıyor. Kitabın asıl hedefi Çayan'ı devrimci teorilerine götüren yol üzerinde hangi etkenlerin olduğunu tespit ederek bu etkenleri kısaca ortaya koymak. Sadece Türkiye değil, Dünya devrim tarihinde esaslı bir yere sahip olan Çayan'ı en insani ve yalın haliyle okumak isteyenlere...
Mahir Çayan'ın Hayatına İlgi Duyan Kişilerin Muhakkak
Okuması Gereken Bir İnceleme
Mahir Çayan, Türkiye devrim tarihinin en radikal teorisyen ve eylemcilerinden birisidir. 1960'lı yıllarda, henüz üniversiteye yeni başladığı yıllarda atıldığı mücadelesi, 26 yaşındayken Tokat'a bağlı Kızıldere köyünde uğradığı jandarma baskınıyla sona ermiştir. Kısa süren hayatı, onun Türkiye tarihi içerisinde yadsınamaz bir yer edinmesine engel değildi; zira Çayan ölümüne dek oluşturduğu devrimci teorileriyle ve ortaya koyduğu devrimci pratikle, milyonlarca yoksulun ve emekçinin hayatında silinmez bir iz bırakmayı başarmıştı. Bugün onlarca legal-illegal parti, örgüt ya da politik çevre onun tezlerini doğrudan ya da yorumlayarak kendisine mal etmekte, onun mirasına sahip çıkmaktadır.
Ülke iktidarlarının gözünde başıbozuk ve tehlikeli bir terörist olan Çayan'ı bu kadar sevilen bir 'doğal önder' konumuna getiren şey nedir? İhtimal ki bu sorunun yanıtı, Çayan'ı yazılarında yoğun biçimde ortaya koyduğu "başka bir dünyaya" duyduğu sarılmaz inanç ve tutkusudur. Kendisini toplumun en alt kesimiyle özdeşleştirmeyi başarmış bir önderdir Çayan. Açlığı, yoksulluğu ve baskıyı tavizsiz bir kararlılıkla mahkum etmiş, "güzel günler görmenin" hayalini milyonlarca ezilenin meselesi haline getirmeyi başarmıştır. Devrimci anlayışı, hayatının sonlarına doğru onu kaçınılmaz biçimde silahlı çatışmalara sürüklese de Çayan özgürce ve insanca yaşama kavgasının, yaşam sevincinin en önde giden neferlerinden birisi olmuştur.
Bu eser, Mahir Çayan'ı derinlemesine bir teorik incelemeyi ya da hayatını bir destan havasında vermeyi amaçlamıyor. Kitabın asıl hedefi Çayan'ı devrimci teorilerine götüren yol üzerinde hangi etkenlerin olduğunu tespit ederek bu etkenleri kısaca ortaya koymak. Sadece Türkiye değil, Dünya devrim tarihinde esaslı bir yere sahip olan Çayan'ı en insani ve yalın haliyle okumak isteyenlere...