Mahkeme Tutanaklarına Göre Menemen İrtica Olayı Davası

Stok Kodu:
9789752820937
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
176
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2007-11
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9789752820937
509026
Mahkeme Tutanaklarına Göre Menemen İrtica Olayı Davası
Mahkeme Tutanaklarına Göre Menemen İrtica Olayı Davası
10.00

Reisicumhur Mustafa Kemal Paşa, 30 Ağustos 1925 günü Kastamonu'da yaptığı bir konuşmada: "Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz! En doğru en gerçek tarikat, uygarlık tarikatıdır!" demişti. Onun bu sözlerini ise aynı yıl; Şapka Giyilmesi Hakkında kanun, sonra Tekke ve Zaviyeler ile Türbelerin Kapatılmasına ve Türbedarlıklar ile Birtakım Unvanların Kaldırılmasına dair kanun ve daha sonra da diğer devrim yasalarının yürürlüğe konulması izledi. 10 Nisan 1928 tarihinde yapılan önemli bir değişiklik de; Anayasanın 2. maddesiyle laiklik ilkesi kabul edilmişti. Ne var ki; yapılan bu olağanüstü değişimlere karşı olan bazı bağnaz tutucular, iki yıl sonra, içlerinde devrimcilere karşı sakladıkları kinlerini küçük bir kentimiz Menemen'de genç bir subayı şehit ederek karşı devrimi başlatacaklarını sandılar. Halbuki; Cumhuriyet Önderinin, daha 1923'de söylediği gibi: "İrticai fikirleri güdenler muayyen bir sınıfa dayanacaklarını sanıyorlarsa da; bu kat'iyen bir vehim ve bir zandan ibaretti." Nitekim menfur olayı hazırlayıp yürütenler toplum içinde yapayalnız kaldıklarını kısa sürede anlamakta gecikmediler. Türk halkı, büyük ve tartışılmaz bir çoğunlukla devrim ve cumhuriyete bağlılığını en açık tavırlarıyla ortaya koydu. İste bu duygularla; Mustafa Kemal Paşa da: "Her türlü girişimlerimizde ilham ve kuvvet kaynağı olan milletimizin güveni tekrar belirince milli ülkümüze yürümekte dayandığımız temelin ne kadar sarsılmaz olduğunu bir daha görmüş olacağı inancındayım" diyordu.

Reisicumhur Mustafa Kemal Paşa, 30 Ağustos 1925 günü Kastamonu'da yaptığı bir konuşmada: "Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz! En doğru en gerçek tarikat, uygarlık tarikatıdır!" demişti. Onun bu sözlerini ise aynı yıl; Şapka Giyilmesi Hakkında kanun, sonra Tekke ve Zaviyeler ile Türbelerin Kapatılmasına ve Türbedarlıklar ile Birtakım Unvanların Kaldırılmasına dair kanun ve daha sonra da diğer devrim yasalarının yürürlüğe konulması izledi. 10 Nisan 1928 tarihinde yapılan önemli bir değişiklik de; Anayasanın 2. maddesiyle laiklik ilkesi kabul edilmişti. Ne var ki; yapılan bu olağanüstü değişimlere karşı olan bazı bağnaz tutucular, iki yıl sonra, içlerinde devrimcilere karşı sakladıkları kinlerini küçük bir kentimiz Menemen'de genç bir subayı şehit ederek karşı devrimi başlatacaklarını sandılar. Halbuki; Cumhuriyet Önderinin, daha 1923'de söylediği gibi: "İrticai fikirleri güdenler muayyen bir sınıfa dayanacaklarını sanıyorlarsa da; bu kat'iyen bir vehim ve bir zandan ibaretti." Nitekim menfur olayı hazırlayıp yürütenler toplum içinde yapayalnız kaldıklarını kısa sürede anlamakta gecikmediler. Türk halkı, büyük ve tartışılmaz bir çoğunlukla devrim ve cumhuriyete bağlılığını en açık tavırlarıyla ortaya koydu. İste bu duygularla; Mustafa Kemal Paşa da: "Her türlü girişimlerimizde ilham ve kuvvet kaynağı olan milletimizin güveni tekrar belirince milli ülkümüze yürümekte dayandığımız temelin ne kadar sarsılmaz olduğunu bir daha görmüş olacağı inancındayım" diyordu.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat