Vatanımızı herkesten çok sevdik. Kendi öz topraklarımızdan, yurdumuzdan sürülmeyi hak etmedik. Sürgüne gönderilmeyi, toprağımızdan sürülmeyi hak etmediğimizi, şehitliklerde yanyana yatan kardeşlerimizin varlığı anlamamıza yetiyor. Bizi yönetenler bizleri vatanın bütünlüğü için tehlikeli bulduklarından sürgüne, bilmediğimiz topraklara göç gönderiyorlar. Yani kendi toprağımız için potansiyel tehlike olarak görülüyoruz. Oysa yıllarca askerlik yaptığımız, cephede yan yana savaştığımız, canımız pahasına koruduğumuz toprağımız için bizler tehlike değiliz.
Çetin kış şartlarının başladığı bu günlerde çoluk çocuk, yaşlı, hasta insanlarla yol gidilemeyeceğini biliyorum. Birçoğumuz telef olacağız, baharı bulamayacağız, belki mezarlarımızın yerleri bile belli olmayacak. Birileriniz bu mektubu okurken, bir Fatiha okuyabileceğiniz bir mezara sahip olamayabiliriz. Şunu bilmenizi istiyorum. Bu ülkeyi herkesten çok seviyoruz.
Yazdığım bu satırların kaç yüzyıl sonra okunacağını bilmiyorum ama siz okuyunca dilerim ki ülkem özlenen kardeşlik harcıyla yoğrulmuş, sürgünlerin, inkarın, ölümlerin olmadığı, adaletin ve barışın inşa edildiği bir ülke olsun istiyorum.
Kimsenin kimseyi dilinden, renginden, aslından dolayı dışlamadığı, yok saymadığı, hor görmediği; huzurlu, güller arasında, mutlu bir ülke diliyorum. Bizim akıbetimiz sizden uzak olsun.
Vatanımızı herkesten çok sevdik. Kendi öz topraklarımızdan, yurdumuzdan sürülmeyi hak etmedik. Sürgüne gönderilmeyi, toprağımızdan sürülmeyi hak etmediğimizi, şehitliklerde yanyana yatan kardeşlerimizin varlığı anlamamıza yetiyor. Bizi yönetenler bizleri vatanın bütünlüğü için tehlikeli bulduklarından sürgüne, bilmediğimiz topraklara göç gönderiyorlar. Yani kendi toprağımız için potansiyel tehlike olarak görülüyoruz. Oysa yıllarca askerlik yaptığımız, cephede yan yana savaştığımız, canımız pahasına koruduğumuz toprağımız için bizler tehlike değiliz.
Çetin kış şartlarının başladığı bu günlerde çoluk çocuk, yaşlı, hasta insanlarla yol gidilemeyeceğini biliyorum. Birçoğumuz telef olacağız, baharı bulamayacağız, belki mezarlarımızın yerleri bile belli olmayacak. Birileriniz bu mektubu okurken, bir Fatiha okuyabileceğiniz bir mezara sahip olamayabiliriz. Şunu bilmenizi istiyorum. Bu ülkeyi herkesten çok seviyoruz.
Yazdığım bu satırların kaç yüzyıl sonra okunacağını bilmiyorum ama siz okuyunca dilerim ki ülkem özlenen kardeşlik harcıyla yoğrulmuş, sürgünlerin, inkarın, ölümlerin olmadığı, adaletin ve barışın inşa edildiği bir ülke olsun istiyorum.
Kimsenin kimseyi dilinden, renginden, aslından dolayı dışlamadığı, yok saymadığı, hor görmediği; huzurlu, güller arasında, mutlu bir ülke diliyorum. Bizim akıbetimiz sizden uzak olsun.