Zevk-ü sefâya bir tepki olarak doğan İslâm sûfîliği, yerin göğün gerçek sahibi, efendisi Allaha kulluğu hedeflemiştir. İç âlemi nurlandırmak, hakîkat-ı Muhammediyyeye (insan-ı kâmile) nâil olmak onların en büyük arzusuydu. Bu duygular içinde hayatlarını idâme ettiren büyük sûfîler, Uzakdoğuda, Anadolu da, erişebildikleri her yerde Müslümanlığı anlatmışlardır. Onların bu alçak gönüllü, ahlâklı duruş ve yaşamları karşısında geniş halk kitleleri Müslümanlığı kabul etmişlerdi. Hatta ilk sûfiler, kendilerini geniş halk topluluklarının içine atmışlar, gelene-geçene dinin özü hakkında bilgi vermişlerdir. İşte Akşemseddin hazretleri de bu kutlu yolu tutmuş, yetmiş yıllık ömrünü hak ve hakîkat yoluna feda etmiştir. Herkesin konuşmakta, ifâde etmekte zorlandıkları ve sırlarını halktan sakladıkları bir zamanda, bu meseleler hakkında konuşmuş, bu kıymetli eserinde Tasavvuf terimlerini, özellikle de Ricâlul-Gayb ve Rûh-ı Muhammediyye konusunu veciz bir şekilde anlatarak, içinde bulunduğu konumu ifâde etmekten çekinmemiştir.
Zevk-ü sefâya bir tepki olarak doğan İslâm sûfîliği, yerin göğün gerçek sahibi, efendisi Allaha kulluğu hedeflemiştir. İç âlemi nurlandırmak, hakîkat-ı Muhammediyyeye (insan-ı kâmile) nâil olmak onların en büyük arzusuydu. Bu duygular içinde hayatlarını idâme ettiren büyük sûfîler, Uzakdoğuda, Anadolu da, erişebildikleri her yerde Müslümanlığı anlatmışlardır. Onların bu alçak gönüllü, ahlâklı duruş ve yaşamları karşısında geniş halk kitleleri Müslümanlığı kabul etmişlerdi. Hatta ilk sûfiler, kendilerini geniş halk topluluklarının içine atmışlar, gelene-geçene dinin özü hakkında bilgi vermişlerdir. İşte Akşemseddin hazretleri de bu kutlu yolu tutmuş, yetmiş yıllık ömrünü hak ve hakîkat yoluna feda etmiştir. Herkesin konuşmakta, ifâde etmekte zorlandıkları ve sırlarını halktan sakladıkları bir zamanda, bu meseleler hakkında konuşmuş, bu kıymetli eserinde Tasavvuf terimlerini, özellikle de Ricâlul-Gayb ve Rûh-ı Muhammediyye konusunu veciz bir şekilde anlatarak, içinde bulunduğu konumu ifâde etmekten çekinmemiştir.