XVI. yüzyıl sonu ve XVII. yüzyıl başı Osmanlı siyasetname geleneği bir “çöküş” senaryosundan mı ibarettir? Son zamanlarda sıkça sorgulanan , Osmanlı Devleti'nin “çöküş” tezi, gerçekten bütünüyle XVI. yüzyıl sonundan itibaren kaleme alınan siyasetnamelere mi dayanmaktadır? Bu eserleri değerlendirirken, bizim yanılgıya düştüğümüz noktalar yok mudur? Mutedil, fakat açıkçası azıcık “gelenekçi”liğe dönük yeniden bir bakış, bizi nerelere götürür acaba?
Elinizdeki kitap, bir taraftan bu sorulara cevap ararken diğer taraftan “çöküş” senaryosunun baş rolü hep kendisine yüklenen Sultan III. Murad'ın siyasi duruşunu, onun manevi dünyası ile ilişkili olarak irdeliyor. III. Murad'ın şahsında XVI. yüzyıl sonu ve XVII. yüzyıl başı siyasetnameleri, hatta döneme ait daha pek çok yerli ve yabancı kaynak, bu kitapta yeni bir bakış açısı kazanıyor.
XVI. yüzyıl sonu ve XVII. yüzyıl başı Osmanlı siyasetname geleneği bir “çöküş” senaryosundan mı ibarettir? Son zamanlarda sıkça sorgulanan , Osmanlı Devleti'nin “çöküş” tezi, gerçekten bütünüyle XVI. yüzyıl sonundan itibaren kaleme alınan siyasetnamelere mi dayanmaktadır? Bu eserleri değerlendirirken, bizim yanılgıya düştüğümüz noktalar yok mudur? Mutedil, fakat açıkçası azıcık “gelenekçi”liğe dönük yeniden bir bakış, bizi nerelere götürür acaba?
Elinizdeki kitap, bir taraftan bu sorulara cevap ararken diğer taraftan “çöküş” senaryosunun baş rolü hep kendisine yüklenen Sultan III. Murad'ın siyasi duruşunu, onun manevi dünyası ile ilişkili olarak irdeliyor. III. Murad'ın şahsında XVI. yüzyıl sonu ve XVII. yüzyıl başı siyasetnameleri, hatta döneme ait daha pek çok yerli ve yabancı kaynak, bu kitapta yeni bir bakış açısı kazanıyor.