Mankurtlar Küçük Türkiye Milliyetçiliği

Stok Kodu:
9789752699892
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
186
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
6
Basım Tarihi:
2012-01
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9789752699892
392817
Mankurtlar
Mankurtlar Küçük Türkiye Milliyetçiliği
10.00
Büyük' düşünüp, farklı ırklardan, dillerden ve dinlerden insanları bir potada buluşturan Osmanlının kök saldığı topraklarda yaşıyoruz. Gelin görün ki, bugün bu topraklarda milliyetçiliği ‘küçük' düşünmek, farklı her şeye ve herkese ‘düşman' olarak görmek şeklinde anlayanlar var. Peki, bu duruma nasıl gelindi? Bu topraklarda yaşayan insanların bir kısmı, Osmanlının büyük mirasından kopup böyle dar ve sığ bir milliyetçi / ulusalcı anlayışa nasıl düşebildi? Siyaset bilimci Mümtaz'er Türköne, ‘küçük Türkiye milliyetçiliği' diye adlandırdığı bu durumu, Moğol tarihine ait bir hikâyeye atıfla, ‘Mankurtlaşma' ile tarif ediyor. ‘Mankurtlaşma süreci'nin ‘sağlı-sollu' analizini yaptıktan sonra da, Osmanlı mirasından hareketle, ‘vatanseverlik' ile tanımladığı ‘olumlu' ve ‘demokratik' bir milliyetçiliğin imkânlarını ortaya koyuyor. Açık, ezber bozan bir dille; ve sözünü budaktan sakınmadan. Milletimin yücelmesi için uğraşmak, benim namus borcum. Öyleyse ben de bir Türk milliyetçisiyim. Ben milletime karşı namus borcumu ödemekle mükellefim. Namus borcum ise, en nadir bulunan üstlenilen görevi ifa etmek: eleştirmek. İnsanları rahatsız etmek. Tatlı rüyalarından gerçekler dünyasına uyandırmak. Putları yerle bir etmek. Milliyetçilerin pek alışık olmadığı bir iş. Bu kitap bu işin eseri. Kurtlarla uğraşmak. Kurtların arasında dolaşıyorum. Ne işim var kurtların dünyasında? Bana bu soru defalarca sorulmuştu. Hakikaten ne işim var? Bu kitabı insaflı bir hikayeyi gelecek nesillere aktarmak için yazdım. Hem de Kurtlukta söz söylemenin çok zor olduğunu bile bile..
Büyük' düşünüp, farklı ırklardan, dillerden ve dinlerden insanları bir potada buluşturan Osmanlının kök saldığı topraklarda yaşıyoruz. Gelin görün ki, bugün bu topraklarda milliyetçiliği ‘küçük' düşünmek, farklı her şeye ve herkese ‘düşman' olarak görmek şeklinde anlayanlar var. Peki, bu duruma nasıl gelindi? Bu topraklarda yaşayan insanların bir kısmı, Osmanlının büyük mirasından kopup böyle dar ve sığ bir milliyetçi / ulusalcı anlayışa nasıl düşebildi? Siyaset bilimci Mümtaz'er Türköne, ‘küçük Türkiye milliyetçiliği' diye adlandırdığı bu durumu, Moğol tarihine ait bir hikâyeye atıfla, ‘Mankurtlaşma' ile tarif ediyor. ‘Mankurtlaşma süreci'nin ‘sağlı-sollu' analizini yaptıktan sonra da, Osmanlı mirasından hareketle, ‘vatanseverlik' ile tanımladığı ‘olumlu' ve ‘demokratik' bir milliyetçiliğin imkânlarını ortaya koyuyor. Açık, ezber bozan bir dille; ve sözünü budaktan sakınmadan. Milletimin yücelmesi için uğraşmak, benim namus borcum. Öyleyse ben de bir Türk milliyetçisiyim. Ben milletime karşı namus borcumu ödemekle mükellefim. Namus borcum ise, en nadir bulunan üstlenilen görevi ifa etmek: eleştirmek. İnsanları rahatsız etmek. Tatlı rüyalarından gerçekler dünyasına uyandırmak. Putları yerle bir etmek. Milliyetçilerin pek alışık olmadığı bir iş. Bu kitap bu işin eseri. Kurtlarla uğraşmak. Kurtların arasında dolaşıyorum. Ne işim var kurtların dünyasında? Bana bu soru defalarca sorulmuştu. Hakikaten ne işim var? Bu kitabı insaflı bir hikayeyi gelecek nesillere aktarmak için yazdım. Hem de Kurtlukta söz söylemenin çok zor olduğunu bile bile..
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat