İkinci El
Bugüne değin sanatın çeşitli alanlarıyla ilgili dergi, yıllık, kitap vs. yayımlandı. Masal ise, çoklukla gereği gibi önemsenmeden gerek yazın, gerekse çeşitli halkbilimsel yayınların arasında neredeyse unutulup kalmış gibi. Bir kaç önemli çalışmanın dışında masal, terkedilmiş, işlevi daraltılmış, amacı saptırılmış, yalnız çocukları eğlendiren bir alan sanki.
Masala sayfalarını açan ya da özel sayılarında değinen bazı edebiyat / sanat işlevli dergilerin, yıllıkların çocuk yazını bölümlerinde yaptıkları değerlendirmeler ile masal geçiştirilmiş, pek önemsenmemiştir.
Bu kitabımızla; işlevi daraltılan, amacı saptırılan, ilgisinin çok az olduğu alanların ardına taktırılıp çocuklara özgü bir alan olduğunu vurgulamak isteyenlere, masalın gerçek sahiplerinin bulunduğunu, konu ile ilgili her türlü yayının masalbilimciler tarafından değerlendirildiğini, değerlendirileceğini hatırlatmak istedik.
Masalın varlığı, insandaki devingenlikle atbaşı gitmiştir. İnsandaki değişmez, bozulmaz, dokunulmaz olan kavram ve inanç öğeleri masalda çok rahat kullanılmış, ulaşılamaza ulaşılmıştır. Böylece, gerçek yaşamdaki sınırlar, masalda kalkmış, onun sınır tanımaz yapısı içinde yok olmuştur. O, yoksul, çirkin Keloğlanı padişah yapmış, kötüyü «kırk katır mı, kırk satır mı?» seçeneğine terk etmiştir. Çin'e, Hint'e gidip, Halep, Bağdat, İstanbul gibi ülke ve kentlerin gizemli havasında olayların örgüsünü kurmuştur. Her masala toplumsal bir mesaj yüklenmiş, bu ya kahramanın ağzından. ya da masalın sonunda verilmiştir.
Nuri TANER, Eylül 1988
İkinci El
Bugüne değin sanatın çeşitli alanlarıyla ilgili dergi, yıllık, kitap vs. yayımlandı. Masal ise, çoklukla gereği gibi önemsenmeden gerek yazın, gerekse çeşitli halkbilimsel yayınların arasında neredeyse unutulup kalmış gibi. Bir kaç önemli çalışmanın dışında masal, terkedilmiş, işlevi daraltılmış, amacı saptırılmış, yalnız çocukları eğlendiren bir alan sanki.
Masala sayfalarını açan ya da özel sayılarında değinen bazı edebiyat / sanat işlevli dergilerin, yıllıkların çocuk yazını bölümlerinde yaptıkları değerlendirmeler ile masal geçiştirilmiş, pek önemsenmemiştir.
Bu kitabımızla; işlevi daraltılan, amacı saptırılan, ilgisinin çok az olduğu alanların ardına taktırılıp çocuklara özgü bir alan olduğunu vurgulamak isteyenlere, masalın gerçek sahiplerinin bulunduğunu, konu ile ilgili her türlü yayının masalbilimciler tarafından değerlendirildiğini, değerlendirileceğini hatırlatmak istedik.
Masalın varlığı, insandaki devingenlikle atbaşı gitmiştir. İnsandaki değişmez, bozulmaz, dokunulmaz olan kavram ve inanç öğeleri masalda çok rahat kullanılmış, ulaşılamaza ulaşılmıştır. Böylece, gerçek yaşamdaki sınırlar, masalda kalkmış, onun sınır tanımaz yapısı içinde yok olmuştur. O, yoksul, çirkin Keloğlanı padişah yapmış, kötüyü «kırk katır mı, kırk satır mı?» seçeneğine terk etmiştir. Çin'e, Hint'e gidip, Halep, Bağdat, İstanbul gibi ülke ve kentlerin gizemli havasında olayların örgüsünü kurmuştur. Her masala toplumsal bir mesaj yüklenmiş, bu ya kahramanın ağzından. ya da masalın sonunda verilmiştir.
Nuri TANER, Eylül 1988