Zulüm insanlık piramidinde zirveleşmiş tepesi üzerinde alçaldıkça yükseldiğini zannetmiş cahiliye toplumu...
Gündüzleri geceye dönmüş insanlar sırtlarından zulüm kırbacını kaldıracak merhametle ellerinde tutacak bir şahsın gelmesini dört gözle beklemekteydi.
Her çeşit ahlaksızlıkta dibe vuran bu dünyada "çok alametler belirdi gelmedin" diye hayıflananlar hasretle bahar gelse, güller sümbüller açsa yüzler gülse diye gece gündüz haber beklemekteydi. "Kavmin seni terk ettiği zaman ne olurdu; sana işiten kulak, gören göz tutan el ve yürüyen ayak olsaydım" diyen Ka'b Lüey gibi ibrişimlere inciler dizen, heyecanla doğacak yıldızı gözleyenler vardı.
Yıl 571...
Artık vakit tamamdı. Gökte Ahmed'in yıldızı, yerde Muhammed'in kendisi doğdu.
Zulüm insanlık piramidinde zirveleşmiş tepesi üzerinde alçaldıkça yükseldiğini zannetmiş cahiliye toplumu...
Gündüzleri geceye dönmüş insanlar sırtlarından zulüm kırbacını kaldıracak merhametle ellerinde tutacak bir şahsın gelmesini dört gözle beklemekteydi.
Her çeşit ahlaksızlıkta dibe vuran bu dünyada "çok alametler belirdi gelmedin" diye hayıflananlar hasretle bahar gelse, güller sümbüller açsa yüzler gülse diye gece gündüz haber beklemekteydi. "Kavmin seni terk ettiği zaman ne olurdu; sana işiten kulak, gören göz tutan el ve yürüyen ayak olsaydım" diyen Ka'b Lüey gibi ibrişimlere inciler dizen, heyecanla doğacak yıldızı gözleyenler vardı.
Yıl 571...
Artık vakit tamamdı. Gökte Ahmed'in yıldızı, yerde Muhammed'in kendisi doğdu.