“Mektubunuzun havasından, dedilerden kodulardan üzülüp sıkıldığınızı hissetmiş gibiyim. Haklısınız. Hazret-i Mevlana bile, "Cehennemleri yutmaya razıyım. Tek avamın dedikodusunu işitmeyeyim" buyuruyor.
İnsan oğlu manadan yana ham ve cahil kaldıkça, nafakasını da bittabi bu zehirli maddelerde bulacaktır. Fakat siz, bir bakıma çok bahtlısınız. Zira elinizin altında hamur gibi yoğuracağınız körpe, yumuşak istidatlar var. Hakiki hoca, müfredat programının hududları içinde kalan kimse değildir. Kendinde olanı, karşısındakine kayıtsız şartsız aktaran, boşaltan kimseye ancak “hoca” demek caiz olur.
Mektubunuzun bir yerinde garp alemini kastederek "Onlar uyanacak da biz mi uyuyacağız?" diyorsunuz. Biz, maalesef bugün uykuda sayılırız. Ve bizim uyanmamızdan korkan dış politika tesirlerinin çeşitli zehirleriyle sersem ve şaşkın bir haldeyiz.”
“Mektubunuzun havasından, dedilerden kodulardan üzülüp sıkıldığınızı hissetmiş gibiyim. Haklısınız. Hazret-i Mevlana bile, "Cehennemleri yutmaya razıyım. Tek avamın dedikodusunu işitmeyeyim" buyuruyor.
İnsan oğlu manadan yana ham ve cahil kaldıkça, nafakasını da bittabi bu zehirli maddelerde bulacaktır. Fakat siz, bir bakıma çok bahtlısınız. Zira elinizin altında hamur gibi yoğuracağınız körpe, yumuşak istidatlar var. Hakiki hoca, müfredat programının hududları içinde kalan kimse değildir. Kendinde olanı, karşısındakine kayıtsız şartsız aktaran, boşaltan kimseye ancak “hoca” demek caiz olur.
Mektubunuzun bir yerinde garp alemini kastederek "Onlar uyanacak da biz mi uyuyacağız?" diyorsunuz. Biz, maalesef bugün uykuda sayılırız. Ve bizim uyanmamızdan korkan dış politika tesirlerinin çeşitli zehirleriyle sersem ve şaşkın bir haldeyiz.”