Nefes Yayınevi 743. vuslat yıldönümünde Anadolu'ya yön veren Hz Mevlana'yı anmaktan şeref duyar. Mevlana ve Hünkar, Hz. Mevlana'yı mutasavvıf kişiliğinin yanında Selçuklu Hünkarları ile olan ilişkisi bağlamında da incelemekte ve kendisine yapılan Moğol casusu tezlerini çürütmektedir. Konuyu hem tarih perspektifiyle hem de akademik bir disiplinle ele alan bu eser, Hz. Mevlana'nın mesajını ve kişiliğini anlamada da önemli katkı sağlayacaktır. Ayrıca 15 Temmuz sonrası yaşanan sürecin anlaşılması için de önemli bir eserdir... Eser ile ilgili yorumlar : Casus, her yere gizlice sızabilen kişidir. Mevlana da hiç şüphesiz bir casustur. Ancak o, insanın en gizli yönüne sızıp oraya girmiştir. Evet o, gönüllerin casusudur. O, gönüllere girip, insanın şifresini kırıp ondaki değerli hazineyi ortaya çıkarmıştır. Kısaca gönül casusudur o. -Prof. Dr. Ethem Cebecioğlu- Konya'yı kuşatan Moğolların lideri Baycu ve adamları, Mevlânâ'nın sohbetine katılırlar. Çıkışta Baycu Her şehirde böyle bir adam olsaydı halkları asla bize mağlup olmazdı. der ve Konya'yı yakıp yıkmaktan vazgeçer. Mevlânâ Sen Tatarlardan korkuyorsan Allah'ı tanımıyor demeksin; ben ise onlara iki yüz iman sancag?ıyla hücum ediyorum. beytiyle, yaptığının bir strateji olduğunu ifade eder. Bu yüksek stratejiyi anlamayan ve tasavvufa her fırsatta saldırmak için bahane arayan kimileri buradan dedikodular üretir. Bu indi mülahazalara gerekli cevapları değerli kardeşim Prof. Dr. Osman Nuri Küçük elinizde tuttuğunuz bu güzel çalışmada vermektedir. -Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç- Soyadlarımızın aynılığından biyolojik kardeşim zannedilen, dinde ve ilimde kardeşim Prof. Dr. Osman Nuri Küçük'ün yazdıklarını okuduk ve kaynakları nasıl bir ustalıkla kullandığını gördük. Hem tasavvuf usûlüne hem de tarih usûlüne vâkıf bir şekilde menâkıbnâmelerden aktardığı herhangi bir olayın tasavvuf kaynaklarının hemen hepsinde rastlanabilecek olan bir kerâmet mi, yoksa tarihî bir vak'a mı olduğunu belirtmiş ve anlatılanla ilgili gerekli analizleri yapmıştır. Eser, tasavvuf tarihi metodolojisi bakımından dikkatlice okunması gereken değerlendirmeler içermektedir. Kendilerini tebrik ediyoruz.
Nefes Yayınevi 743. vuslat yıldönümünde Anadolu'ya yön veren Hz Mevlana'yı anmaktan şeref duyar. Mevlana ve Hünkar, Hz. Mevlana'yı mutasavvıf kişiliğinin yanında Selçuklu Hünkarları ile olan ilişkisi bağlamında da incelemekte ve kendisine yapılan Moğol casusu tezlerini çürütmektedir. Konuyu hem tarih perspektifiyle hem de akademik bir disiplinle ele alan bu eser, Hz. Mevlana'nın mesajını ve kişiliğini anlamada da önemli katkı sağlayacaktır. Ayrıca 15 Temmuz sonrası yaşanan sürecin anlaşılması için de önemli bir eserdir... Eser ile ilgili yorumlar : Casus, her yere gizlice sızabilen kişidir. Mevlana da hiç şüphesiz bir casustur. Ancak o, insanın en gizli yönüne sızıp oraya girmiştir. Evet o, gönüllerin casusudur. O, gönüllere girip, insanın şifresini kırıp ondaki değerli hazineyi ortaya çıkarmıştır. Kısaca gönül casusudur o. -Prof. Dr. Ethem Cebecioğlu- Konya'yı kuşatan Moğolların lideri Baycu ve adamları, Mevlânâ'nın sohbetine katılırlar. Çıkışta Baycu Her şehirde böyle bir adam olsaydı halkları asla bize mağlup olmazdı. der ve Konya'yı yakıp yıkmaktan vazgeçer. Mevlânâ Sen Tatarlardan korkuyorsan Allah'ı tanımıyor demeksin; ben ise onlara iki yüz iman sancag?ıyla hücum ediyorum. beytiyle, yaptığının bir strateji olduğunu ifade eder. Bu yüksek stratejiyi anlamayan ve tasavvufa her fırsatta saldırmak için bahane arayan kimileri buradan dedikodular üretir. Bu indi mülahazalara gerekli cevapları değerli kardeşim Prof. Dr. Osman Nuri Küçük elinizde tuttuğunuz bu güzel çalışmada vermektedir. -Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç- Soyadlarımızın aynılığından biyolojik kardeşim zannedilen, dinde ve ilimde kardeşim Prof. Dr. Osman Nuri Küçük'ün yazdıklarını okuduk ve kaynakları nasıl bir ustalıkla kullandığını gördük. Hem tasavvuf usûlüne hem de tarih usûlüne vâkıf bir şekilde menâkıbnâmelerden aktardığı herhangi bir olayın tasavvuf kaynaklarının hemen hepsinde rastlanabilecek olan bir kerâmet mi, yoksa tarihî bir vak'a mı olduğunu belirtmiş ve anlatılanla ilgili gerekli analizleri yapmıştır. Eser, tasavvuf tarihi metodolojisi bakımından dikkatlice okunması gereken değerlendirmeler içermektedir. Kendilerini tebrik ediyoruz.