Bugün, herhangi bir edebi metni eleştiri söylemi çerçevesinde değerlendirebilmek için elimizin altında pek çok metot vardır. Gerektiğinde eserin dışsal (sosyolojik, psikolojik, iktisadi, siyasi vs.) ve içsel (yapısal, stilistik vs.) bağıntılarını incelemek için bu her bir metodu istenilen şekilde kullanabilme olanağına sahibizdir. Fakat bu metotların her biri, çalışmamızın “Kuram” kısmında da ele aldığımız gibi, edebi eserlerin genel boyutlarını, yani “makro yön”lerini ele almaya yönelik olarak “kurgulanmış”tır. Edebi eserlerin detay kısımları veya “mikro yön”leri ise çoğunlukla ya görmezden gelinir ya da çok kısa birkaç genellemeci cümle ile geçiştirilir. Tam da bu noktada, detaylara (“mikro yön”lere) odaklanmayı amaç edinen ve böylelikle edebi eserlerin zenginliklerini ortaya çıkarma yolunda çaba gösteren bir metoda ihtiyaç doğar. İşte bu eserde sunduğumuz ve “mikro eleştiri” adını verdiğimiz eleştiri metodu da bu ihtiyaca bir cevap verme niyetindedir.
Bugün, herhangi bir edebi metni eleştiri söylemi çerçevesinde değerlendirebilmek için elimizin altında pek çok metot vardır. Gerektiğinde eserin dışsal (sosyolojik, psikolojik, iktisadi, siyasi vs.) ve içsel (yapısal, stilistik vs.) bağıntılarını incelemek için bu her bir metodu istenilen şekilde kullanabilme olanağına sahibizdir. Fakat bu metotların her biri, çalışmamızın “Kuram” kısmında da ele aldığımız gibi, edebi eserlerin genel boyutlarını, yani “makro yön”lerini ele almaya yönelik olarak “kurgulanmış”tır. Edebi eserlerin detay kısımları veya “mikro yön”leri ise çoğunlukla ya görmezden gelinir ya da çok kısa birkaç genellemeci cümle ile geçiştirilir. Tam da bu noktada, detaylara (“mikro yön”lere) odaklanmayı amaç edinen ve böylelikle edebi eserlerin zenginliklerini ortaya çıkarma yolunda çaba gösteren bir metoda ihtiyaç doğar. İşte bu eserde sunduğumuz ve “mikro eleştiri” adını verdiğimiz eleştiri metodu da bu ihtiyaca bir cevap verme niyetindedir.