Milena ile Franz, 1919 yılının sonbaharında Prag'da tanıştı.
Milena o sırada evli, Kafka da nişanlıydı. Ortak dostların bulunduğu bir ortamda Milena, Kafka'nın orijinali Almanca olan öykülerini Çekçeye çevirme isteğini dile getirmişti. Masum ve dostça başlayan mektuplaşmaları sayesinde birbirlerine duydukları arzu ve özlem arttı ancak ne yazık ki aralarında hep mesafeler vardı.
“Milena, eğer bana el uzatmazsan dayanabilmem imkânsız, seni kaybetme korkusuyla baş edebilecek cesarete sahip değilim.”
Yaklaşık iki yıl süren bu mektuplaşmalar, tutkularının kanıtları hâline geldi ve dünya edebiyatının klasikleri arasına girecek olan eserin oluşumunu sağladı. Birbirlerine duydukları aşklarını her zaman yüreklerinin en derinlerinde, zihinsel bir yolculuk hâlinde yaşadılar, hiç kavuşamadılar.
Milena ile Franz, 1919 yılının sonbaharında Prag'da tanıştı.
Milena o sırada evli, Kafka da nişanlıydı. Ortak dostların bulunduğu bir ortamda Milena, Kafka'nın orijinali Almanca olan öykülerini Çekçeye çevirme isteğini dile getirmişti. Masum ve dostça başlayan mektuplaşmaları sayesinde birbirlerine duydukları arzu ve özlem arttı ancak ne yazık ki aralarında hep mesafeler vardı.
“Milena, eğer bana el uzatmazsan dayanabilmem imkânsız, seni kaybetme korkusuyla baş edebilecek cesarete sahip değilim.”
Yaklaşık iki yıl süren bu mektuplaşmalar, tutkularının kanıtları hâline geldi ve dünya edebiyatının klasikleri arasına girecek olan eserin oluşumunu sağladı. Birbirlerine duydukları aşklarını her zaman yüreklerinin en derinlerinde, zihinsel bir yolculuk hâlinde yaşadılar, hiç kavuşamadılar.