Milliyetçilikle sorunlarımıza çözüm üretilemeyeceği bir yana, dünya ve insanlık da süreğen bir gerilime mahkûm edilmektedir. Modernçağ tarihinin de gösterdiği gibi milliyetçilik; insanlığa, ancak Ortaçağdaki dinsel ideolojilerle kıyaslanacak denli büyük felaketler getirmiştir. Bütün savaşlar ve artan silahlanma yanında eğitim, sağlık ve kalkınma bütçelerinin kısılması da hep milliyetçilikle meşrulaştırılmıştır. Dahası, insanı ve haklarını, dinin yerini alan yeni bir kolektif kimlikle ezmenin ve egemenlerin çıkarlarına feda etmenin aracı olmuştur milliyetçilik. Sorunlarımızın çözümünü sağlayacak bilinç ve sağduyumuzu tahrip ederek, bizi öteki inanç ve halklara düşman etmekte dincilik nasıl olumsuz bir misyon görmüşse, milliyetçilik de modern koşularda aynı misyonu görmektedir. Milliyetçiliğin bu evrensel gerçekliğini anlamak için ötekilerin milliyetçiliğine bakmak yeter. Bu kitap milliyetçiliğin, sanılanın aksine milletini sevmek demek olmadığını, aksine hak ve özgürlüklerimize yabancılaşıp güdülen koyunlara dönüştürülmemizi sağlayan temel bir ideolojik araç olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda halkına, her an ‘davulcuya kaçabilecek kız' muamelesi reva gören egemen politikaları ve milliyetçiliği irdelemektedir.
Milliyetçilikle sorunlarımıza çözüm üretilemeyeceği bir yana, dünya ve insanlık da süreğen bir gerilime mahkûm edilmektedir. Modernçağ tarihinin de gösterdiği gibi milliyetçilik; insanlığa, ancak Ortaçağdaki dinsel ideolojilerle kıyaslanacak denli büyük felaketler getirmiştir. Bütün savaşlar ve artan silahlanma yanında eğitim, sağlık ve kalkınma bütçelerinin kısılması da hep milliyetçilikle meşrulaştırılmıştır. Dahası, insanı ve haklarını, dinin yerini alan yeni bir kolektif kimlikle ezmenin ve egemenlerin çıkarlarına feda etmenin aracı olmuştur milliyetçilik. Sorunlarımızın çözümünü sağlayacak bilinç ve sağduyumuzu tahrip ederek, bizi öteki inanç ve halklara düşman etmekte dincilik nasıl olumsuz bir misyon görmüşse, milliyetçilik de modern koşularda aynı misyonu görmektedir. Milliyetçiliğin bu evrensel gerçekliğini anlamak için ötekilerin milliyetçiliğine bakmak yeter. Bu kitap milliyetçiliğin, sanılanın aksine milletini sevmek demek olmadığını, aksine hak ve özgürlüklerimize yabancılaşıp güdülen koyunlara dönüştürülmemizi sağlayan temel bir ideolojik araç olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda halkına, her an ‘davulcuya kaçabilecek kız' muamelesi reva gören egemen politikaları ve milliyetçiliği irdelemektedir.