Bu kitap alışılmış sanat galerisi tarihi kitaplarından farklı bir kitap. Çünkü galeri tarihini Lütfiye Bozdağ, Mine Sanat Galerisi’nin kuruluşunda destek göstermiş sanatçılar üzerinden anlattı. Aslında bu fikir Adnan Çoker’e ait. Adnan Çoker’in bir galeri tarihini sanatçılar üzerinden anlatma fikrini benimseyen Gülener’ler, Lütfiye Bozdağ, Ufuk Ülker ve Hande Özdilim Yıldırım ile belgesel nitelikteki galeri kitabı için birlikte çalıştı. İstanbul Üniversitesinde Müze Yönetimi alanında yüksek lisans eğitimi gören ve aynı zamanda Mine Sanat Galerisinin belkemiği olan Ufuk Ülker, galerinin 1985 yılından itibaren oluşturduğu tüm görsel ve yazılı literatürü taradı, videoları elden geçirdi, fotoğrafları, ve diğer görsel malzemeyi taradı ve dijital ortama attı, bir anlamda ölümsüzleştirdi. Ufuk Ülker’in disiplinli ve titiz çalışmaları kitabın hazırlanması için büyük bir konfor sağladı. Hande Özdilim Yıldırım ve Başak Topkaya Mine Sanat Galerisi ile yolları kesişen 20’den fazla sanatçı, koleksiyoner ve sanat yazarı ile bir dizi röportaj gerçekleştirdi.
Bir sanat galerisinin otuz yılını bir kitaba sığdırmak elbette çok zor. Biz de sığdıramadık zaten. Sadece belli başlı olanlara yer verebildik. Mine Sanat Galerisi önümüzdeki yıllarda, sahip olduğu doküman zenginliğinden yararlanarak, bu kitaptan sonra başka kitaplar da yayınlamayı, sahip olduğu galeri arşivini ve deneyimlerini sanatseverlerle paylaşmayı hedefliyor.
Mine Sanat Galerisi, otuz yıldır kesintiye uğramadan devam eden yol haritasında sadece kendi literatürünü oluşturmamış, aynı zamanda Türkiye Sanat tarihine de önemli bir arşiv kazandırmıştır. Bu kitabın yayınlanması birçok araştırmacı, sanat tarihçi, sanat yazarı, sanat eleştirmeni ve sanata ilgi duyan herkes için önemli bir kaynak olma özelliğini taşıyacak, başka sanat galerileri için de hiç kuşkusuz teşvik edici bir güç olacaktır.
Bu kitap alışılmış sanat galerisi tarihi kitaplarından farklı bir kitap. Çünkü galeri tarihini Lütfiye Bozdağ, Mine Sanat Galerisi’nin kuruluşunda destek göstermiş sanatçılar üzerinden anlattı. Aslında bu fikir Adnan Çoker’e ait. Adnan Çoker’in bir galeri tarihini sanatçılar üzerinden anlatma fikrini benimseyen Gülener’ler, Lütfiye Bozdağ, Ufuk Ülker ve Hande Özdilim Yıldırım ile belgesel nitelikteki galeri kitabı için birlikte çalıştı. İstanbul Üniversitesinde Müze Yönetimi alanında yüksek lisans eğitimi gören ve aynı zamanda Mine Sanat Galerisinin belkemiği olan Ufuk Ülker, galerinin 1985 yılından itibaren oluşturduğu tüm görsel ve yazılı literatürü taradı, videoları elden geçirdi, fotoğrafları, ve diğer görsel malzemeyi taradı ve dijital ortama attı, bir anlamda ölümsüzleştirdi. Ufuk Ülker’in disiplinli ve titiz çalışmaları kitabın hazırlanması için büyük bir konfor sağladı. Hande Özdilim Yıldırım ve Başak Topkaya Mine Sanat Galerisi ile yolları kesişen 20’den fazla sanatçı, koleksiyoner ve sanat yazarı ile bir dizi röportaj gerçekleştirdi.
Bir sanat galerisinin otuz yılını bir kitaba sığdırmak elbette çok zor. Biz de sığdıramadık zaten. Sadece belli başlı olanlara yer verebildik. Mine Sanat Galerisi önümüzdeki yıllarda, sahip olduğu doküman zenginliğinden yararlanarak, bu kitaptan sonra başka kitaplar da yayınlamayı, sahip olduğu galeri arşivini ve deneyimlerini sanatseverlerle paylaşmayı hedefliyor.
Mine Sanat Galerisi, otuz yıldır kesintiye uğramadan devam eden yol haritasında sadece kendi literatürünü oluşturmamış, aynı zamanda Türkiye Sanat tarihine de önemli bir arşiv kazandırmıştır. Bu kitabın yayınlanması birçok araştırmacı, sanat tarihçi, sanat yazarı, sanat eleştirmeni ve sanata ilgi duyan herkes için önemli bir kaynak olma özelliğini taşıyacak, başka sanat galerileri için de hiç kuşkusuz teşvik edici bir güç olacaktır.