Nibel Genç, cezaevinde yirmi küsur yılını geride bırakmış siyasi kadın mahpuslardan. “Az kaldı”, demişti bana Bakırköy Cezaevi'ndeki koğuşun avlusunda birlikte volta atarken, pardon yürürken, “yalnızca yedi yıl”. Bu sözün olası etkisini fazlasıyla seziyor elbette. Zaten esasen sözler dünyasının insanı o. Adını, “Kıyıya Vuran Dalgalar” adlı ortak kitaptan hatırlayabilirsiniz.
“Mısır Koçanlarını Kızartan Koku” Nibel Genç'in ilk romanı. Bir bütünlük içinde olduğu kadar, ayrı öyküler halinde de okunabilen bir roman, postmodern sıfatını akla getirecek tarzda. Gerçekliğin içine gerçeküstücülüğü çeşitli muzip, sürpriz yaratan dozlarıyla yerleşiyor. Hoş bir biçimde naif. İçerisiyle dışarısıyla her tür cezaevini büyük bir rahatlıkla aşan bir düş gücünün söylemiyle. Sizi olayların değil, sözün dünyasında tutmaya çalışıyor. Daha doğrusu, çalışır görünüyor; perdenin önünde böyle bir görüntü var...
Nibel Genç yalnızca edebiyatın değil, düşünce ve araştırma ürünlerinin de has bir okuru. Öyle ki, başvuru kaynakları açısından kıtlık çekilen cezaevi koğuşunda ayaklı kütüphane olarak hatırı sayılır bir işlev görüyor. Bu bellek ve dolayım ustasının ilk romanını bir kez daha, bu kez matbaadan çıkmış haliyle okuyabileceğim için sevinçliyim.
- Necmiye Alpay
Nibel Genç, cezaevinde yirmi küsur yılını geride bırakmış siyasi kadın mahpuslardan. “Az kaldı”, demişti bana Bakırköy Cezaevi'ndeki koğuşun avlusunda birlikte volta atarken, pardon yürürken, “yalnızca yedi yıl”. Bu sözün olası etkisini fazlasıyla seziyor elbette. Zaten esasen sözler dünyasının insanı o. Adını, “Kıyıya Vuran Dalgalar” adlı ortak kitaptan hatırlayabilirsiniz.
“Mısır Koçanlarını Kızartan Koku” Nibel Genç'in ilk romanı. Bir bütünlük içinde olduğu kadar, ayrı öyküler halinde de okunabilen bir roman, postmodern sıfatını akla getirecek tarzda. Gerçekliğin içine gerçeküstücülüğü çeşitli muzip, sürpriz yaratan dozlarıyla yerleşiyor. Hoş bir biçimde naif. İçerisiyle dışarısıyla her tür cezaevini büyük bir rahatlıkla aşan bir düş gücünün söylemiyle. Sizi olayların değil, sözün dünyasında tutmaya çalışıyor. Daha doğrusu, çalışır görünüyor; perdenin önünde böyle bir görüntü var...
Nibel Genç yalnızca edebiyatın değil, düşünce ve araştırma ürünlerinin de has bir okuru. Öyle ki, başvuru kaynakları açısından kıtlık çekilen cezaevi koğuşunda ayaklı kütüphane olarak hatırı sayılır bir işlev görüyor. Bu bellek ve dolayım ustasının ilk romanını bir kez daha, bu kez matbaadan çıkmış haliyle okuyabileceğim için sevinçliyim.
- Necmiye Alpay