Bu Mizan-ül kübrâ, yahud Mîzân-ı Şarâniyi, elimizden geldiği, anlıyabildiğiniz kadarı ile türkçeye çevirip, dedeleri, asırlar boyu İslâm dininin bekçiliğini yapmış, yeryüzüne yayılması için kanlarını akıtmaktan çekinmemiş, şehid Osmanlı Türklerinin torunları, bu günkü Türk gençlerine ve nesline hediye ediyorum.
Mizân-ül kübrâ büyük terazi demektir. Bu da İslâm dini, yâni Şeriat, yani emir ve yasaklarda Kitab iki cilddir, ikisi bir aradadır. Birinci cildin başında, din imamlarının büyüklüğünü, dört mezhebin hak olduğunu ve şeriat nehrinin menba'ından çıktıklarını, hiç birisinde gerçek hatâ bulunmadığını çeşit çeşit misâllerleanlatan, ictihad ve istin bâtın ne olduğunu, din imamlarının ilim ve halde en ileride ve yüksek derecede bulunduğunu, mezhebe uymanın zaruretini, bu müctehid din imamlarından aşağı mertebede bulunan diğer müctehid ve âlimlerin ve mukallidlerin dindeki yer ve konuşmadaki hadlerini bildirmekte, daha sonra. İkinci cildin sonuna kadar, fıkhın taharet babından son babına kadar, her babdakı imamların icma'. ittifak vc ihtilaflı kavillerini alıp.
Mizana koyup dartmakta, teşdid veya tahfîfden birinde bulunduğunu isbatlamakta, her kavlin ve meselenin tevcihini, çıkış nokta-ı nazarını, hikmetini bildirmekle ve müellifin bu kitabı telifine kadar, bu konuda, böyle bir kitab yazılmış olmadığını beyan etmektedir. Fıkhın, yâni şeriatın en ince meselelerine eğilmekte, zekâyı bileyen, aklı arttıran, ilmi enginleştiren görüş açısını açan, ufku genişleten pek nâdir bir kitabdır.
Bu Mizan-ül kübrâ, yahud Mîzân-ı Şarâniyi, elimizden geldiği, anlıyabildiğiniz kadarı ile türkçeye çevirip, dedeleri, asırlar boyu İslâm dininin bekçiliğini yapmış, yeryüzüne yayılması için kanlarını akıtmaktan çekinmemiş, şehid Osmanlı Türklerinin torunları, bu günkü Türk gençlerine ve nesline hediye ediyorum.
Mizân-ül kübrâ büyük terazi demektir. Bu da İslâm dini, yâni Şeriat, yani emir ve yasaklarda Kitab iki cilddir, ikisi bir aradadır. Birinci cildin başında, din imamlarının büyüklüğünü, dört mezhebin hak olduğunu ve şeriat nehrinin menba'ından çıktıklarını, hiç birisinde gerçek hatâ bulunmadığını çeşit çeşit misâllerleanlatan, ictihad ve istin bâtın ne olduğunu, din imamlarının ilim ve halde en ileride ve yüksek derecede bulunduğunu, mezhebe uymanın zaruretini, bu müctehid din imamlarından aşağı mertebede bulunan diğer müctehid ve âlimlerin ve mukallidlerin dindeki yer ve konuşmadaki hadlerini bildirmekte, daha sonra. İkinci cildin sonuna kadar, fıkhın taharet babından son babına kadar, her babdakı imamların icma'. ittifak vc ihtilaflı kavillerini alıp.
Mizana koyup dartmakta, teşdid veya tahfîfden birinde bulunduğunu isbatlamakta, her kavlin ve meselenin tevcihini, çıkış nokta-ı nazarını, hikmetini bildirmekle ve müellifin bu kitabı telifine kadar, bu konuda, böyle bir kitab yazılmış olmadığını beyan etmektedir. Fıkhın, yâni şeriatın en ince meselelerine eğilmekte, zekâyı bileyen, aklı arttıran, ilmi enginleştiren görüş açısını açan, ufku genişleten pek nâdir bir kitabdır.