Descartes'ın özne ile nesne arasındaki o derin uçurumu ortaya koyduğu günden bu yana felsefe çok yol kat etti; ancak ardından gelen ve bu ikiliğe yanıt vermeyi amaçlayan tüm düşünürler aslında uçurumun sandığımızdan çok daha derin olduğunu gözler önüne serdiler. İşte, Roger Scruton bu esaslı çalışmasında Descartes'ın düşünsel zeminini oluşturan entelektüel ortamı betimleyerek başlıyor yolculuğa ve ardından Spinoza, Kant, Hegel, Marx, Frege ve Wittgenstein gibi isimlerin anlaşılması güç gibi görünen düşüncelerinin izini en temelden başlayıp vardıkları en uç noktalara kadar açıklıkla sürüyor. Böylelikle her filozofun sunduğu düşünsel manzaranın derli toplu bir fotoğrafını çekmekle kalmıyor, aynı zamanda tutarlı bir felsefi bakışın nasıl geliştirilebileceğini de öğretiyor.
“Modern felsefe” dendiğinde artık bir klasik sayılan bu kitap, uçurumun gözüne bakmak için kat etmeniz gereken yolun, yanınızda iyi bir rehber varsa, sandığınızdan daha kolay ve eğlenceli olduğunu gösteriyor.
Descartes'ın özne ile nesne arasındaki o derin uçurumu ortaya koyduğu günden bu yana felsefe çok yol kat etti; ancak ardından gelen ve bu ikiliğe yanıt vermeyi amaçlayan tüm düşünürler aslında uçurumun sandığımızdan çok daha derin olduğunu gözler önüne serdiler. İşte, Roger Scruton bu esaslı çalışmasında Descartes'ın düşünsel zeminini oluşturan entelektüel ortamı betimleyerek başlıyor yolculuğa ve ardından Spinoza, Kant, Hegel, Marx, Frege ve Wittgenstein gibi isimlerin anlaşılması güç gibi görünen düşüncelerinin izini en temelden başlayıp vardıkları en uç noktalara kadar açıklıkla sürüyor. Böylelikle her filozofun sunduğu düşünsel manzaranın derli toplu bir fotoğrafını çekmekle kalmıyor, aynı zamanda tutarlı bir felsefi bakışın nasıl geliştirilebileceğini de öğretiyor.
“Modern felsefe” dendiğinde artık bir klasik sayılan bu kitap, uçurumun gözüne bakmak için kat etmeniz gereken yolun, yanınızda iyi bir rehber varsa, sandığınızdan daha kolay ve eğlenceli olduğunu gösteriyor.