Geçen yüzyılın başlarında İslam dünyasının önde gelen sorunu, ekonomik ve teknolojik gelişme gösteren batı karşısında müslümanların içine karmaşık durumdu. Bir yanda batı sömürgeciliğine karşı büşük mücadeleler verilirken, öbür yanda batıda tahsil gören bir ‘aydın çevresi' İslam dünyasının batılılaşmasını, İslam'ın modernize edilmesini savunuyordu. Tahtavı ve Tunuslu Hayrettin'le başlayan bu akım Hıristiyan Arapların desteğinde gelişerek yayıldı. Prof. M. Muhammed Hüseyin, bugün de canlılığını koruyan bu konuyu kökleri, gelişme süreci ve etkileri açısından ele alarak Mısır'dan Türkiye'ye, oradan Hint kıtasına kadar uzanan geniş bir coğrafyada bu sorunun haritasını çıkartıyor.
Geçen yüzyılın başlarında İslam dünyasının önde gelen sorunu, ekonomik ve teknolojik gelişme gösteren batı karşısında müslümanların içine karmaşık durumdu. Bir yanda batı sömürgeciliğine karşı büşük mücadeleler verilirken, öbür yanda batıda tahsil gören bir ‘aydın çevresi' İslam dünyasının batılılaşmasını, İslam'ın modernize edilmesini savunuyordu. Tahtavı ve Tunuslu Hayrettin'le başlayan bu akım Hıristiyan Arapların desteğinde gelişerek yayıldı. Prof. M. Muhammed Hüseyin, bugün de canlılığını koruyan bu konuyu kökleri, gelişme süreci ve etkileri açısından ele alarak Mısır'dan Türkiye'ye, oradan Hint kıtasına kadar uzanan geniş bir coğrafyada bu sorunun haritasını çıkartıyor.