İdeoloji seviyesinde söyleneni değil; gerçek ve tabiî kimliği kavramak, böylece kendimiz olmak, yerlilikten millîliğe ve evrenselliğe doğru yürümek. Belki bazen bunun tersini yapmak; yani evrenselliğin, yerli ve millî olunmadan imkânsızlığını derk etmek. Bir geçiş döneminde zihnimizin sabitelerini keşfederek istikamet belirlemek... Dilin dehasına nüfuz etmeden, edebiyat birikiminin eserler yığını olmaktan öte anlam ifade etmeyeceğini kavramadan, bu dünyada doğru bir yer tayini mümkün değil. İslâm medeniyetinin son hamlesi Osmanlı mirası 20. yüzyıla şöyle veya böyle devredildi. Peki 20. yüzyılda ne oldu? Siyaseten Osmanlı devleti yıkıldı; fakat siyaseti aşar şekilde Osmanlı mirası yok sayılmakla kalınmadı, barbarca tahrip edildi. Zihin dünyamıza yapılan şiddetli saldırı, ağır hasarlar meydana getirdi. Binlerce yıllık mirasın taşıyıcısı alfabemize, büyük şaheserleriyle ifade gücünü ortaya koymuş dilimize müdahale edildi; bu, inancımızın tahrifini, düşüncemizin duraklatılmasını ve idrakimizin karartılmasını hedefleyen bir yıkımdı. Şiddetli saldırılara maruz bırakılan zihnimizde meydana gelen ağır hasarları onarmak, gelecek nesillerin doğru zeminde, milletimizin birikiminin farkında olarak dünyayı kavrayabilmesi yönünde çalışmak... Bugüne kadar sarf ettiğim bütün emeklerimi, gayretlerimi bu cümle ile özetleyebilirim. En hasarlı alanlarda doğru bildiğimi söylemek, tarih idrakini mihverine oturtmak, dili bir medeniyet bilinci ile kavramak, edebiyat ve sanat alanını bir bütün olarak görerek köklerimizden kopmadan yeni olmak...
İdeoloji seviyesinde söyleneni değil; gerçek ve tabiî kimliği kavramak, böylece kendimiz olmak, yerlilikten millîliğe ve evrenselliğe doğru yürümek. Belki bazen bunun tersini yapmak; yani evrenselliğin, yerli ve millî olunmadan imkânsızlığını derk etmek. Bir geçiş döneminde zihnimizin sabitelerini keşfederek istikamet belirlemek... Dilin dehasına nüfuz etmeden, edebiyat birikiminin eserler yığını olmaktan öte anlam ifade etmeyeceğini kavramadan, bu dünyada doğru bir yer tayini mümkün değil. İslâm medeniyetinin son hamlesi Osmanlı mirası 20. yüzyıla şöyle veya böyle devredildi. Peki 20. yüzyılda ne oldu? Siyaseten Osmanlı devleti yıkıldı; fakat siyaseti aşar şekilde Osmanlı mirası yok sayılmakla kalınmadı, barbarca tahrip edildi. Zihin dünyamıza yapılan şiddetli saldırı, ağır hasarlar meydana getirdi. Binlerce yıllık mirasın taşıyıcısı alfabemize, büyük şaheserleriyle ifade gücünü ortaya koymuş dilimize müdahale edildi; bu, inancımızın tahrifini, düşüncemizin duraklatılmasını ve idrakimizin karartılmasını hedefleyen bir yıkımdı. Şiddetli saldırılara maruz bırakılan zihnimizde meydana gelen ağır hasarları onarmak, gelecek nesillerin doğru zeminde, milletimizin birikiminin farkında olarak dünyayı kavrayabilmesi yönünde çalışmak... Bugüne kadar sarf ettiğim bütün emeklerimi, gayretlerimi bu cümle ile özetleyebilirim. En hasarlı alanlarda doğru bildiğimi söylemek, tarih idrakini mihverine oturtmak, dili bir medeniyet bilinci ile kavramak, edebiyat ve sanat alanını bir bütün olarak görerek köklerimizden kopmadan yeni olmak...