Beklemek, hayatımın kilit kelimesi oluyor. Son altı ayda yaşamak, yaşama isteğine dönüşüyor. Öncesinde “Ne kadar da habersizyaşamışım.” diyorum kendi kendime. Ne kadar hoyrat ve ne kadar savunmasız…
Bunca şeyi yaşayabileceğim, yaşamayı hayal edemediğim ne varsa doldurmuş içine içim, hiç farkında olmadan. Hiç farkında olmadan ne acılar uyutmuşum, ne kederler doldurmuşum, ne kadar da unutmuşum kendimi. Sevdiğimi sandığım ne varsa sevmemişim, sevilmemişim aslında. Benim olmayacak kadar yapay bir hayatı seçmişim. Ne renkleri, ne dokunuşları hiçbiri bana ait değil. Sözcükleri çok kırıcı, çok yaralayıcı... Dokunuşları acıtıcı. Canım acıtıyor. Canım acıyor… “Zamanında…” diye güzel bir kelime var, kimselerin vaktinde kullanmadığı. Geç kalıyoruz, çok geç kalıyoruz kaybettiklerimize...
Beklemek, hayatımın kilit kelimesi oluyor. Son altı ayda yaşamak, yaşama isteğine dönüşüyor. Öncesinde “Ne kadar da habersizyaşamışım.” diyorum kendi kendime. Ne kadar hoyrat ve ne kadar savunmasız…
Bunca şeyi yaşayabileceğim, yaşamayı hayal edemediğim ne varsa doldurmuş içine içim, hiç farkında olmadan. Hiç farkında olmadan ne acılar uyutmuşum, ne kederler doldurmuşum, ne kadar da unutmuşum kendimi. Sevdiğimi sandığım ne varsa sevmemişim, sevilmemişim aslında. Benim olmayacak kadar yapay bir hayatı seçmişim. Ne renkleri, ne dokunuşları hiçbiri bana ait değil. Sözcükleri çok kırıcı, çok yaralayıcı... Dokunuşları acıtıcı. Canım acıtıyor. Canım acıyor… “Zamanında…” diye güzel bir kelime var, kimselerin vaktinde kullanmadığı. Geç kalıyoruz, çok geç kalıyoruz kaybettiklerimize...