Ve sonra gözleri kuzgunlar tarafından oyulmuş bir darağacı mahkumunun perişan hayali ortalarda bir yerlerde belirip kayboldu.
Kargalar hatırlıyorlar mıydı acaba?
Bir zaman önce bu meydanda kurulan darağaçlarını? Yahut ölü askerlerin kafalarından yoldukları saçlarla yuvalarını kurduklarını?
Bahar Aslan, ilk kitabı Derin Uyku'dan (2003) yıllar sonra, yeni öyküleriyle okur karşısında. Mimar olarak çalıştığı Bakü'de uzun yıllar yaşamış olan Aslan, Moskova Defteri'ndeki birbirinden güzel öyküleri Rusya'da gözlemlediği Türk yerleşimlerinden yola çıkarak kaleme almış. Çalışma koşullarının sertliği, yabancı bir ülkede çekilen yoksulluk ve insanın peşini bırakmayan memleket… Bahar Aslan, öykülerde anlattığı kişilerin iç dünyalarını çok başarılı ve sade bir Türkçeyle aktarıyor. Ressam Atilla İlkyaz'ın çizimleri de yazarın dilindeki şiirselliği görsel kılıyor.
Ve sonra gözleri kuzgunlar tarafından oyulmuş bir darağacı mahkumunun perişan hayali ortalarda bir yerlerde belirip kayboldu.
Kargalar hatırlıyorlar mıydı acaba?
Bir zaman önce bu meydanda kurulan darağaçlarını? Yahut ölü askerlerin kafalarından yoldukları saçlarla yuvalarını kurduklarını?
Bahar Aslan, ilk kitabı Derin Uyku'dan (2003) yıllar sonra, yeni öyküleriyle okur karşısında. Mimar olarak çalıştığı Bakü'de uzun yıllar yaşamış olan Aslan, Moskova Defteri'ndeki birbirinden güzel öyküleri Rusya'da gözlemlediği Türk yerleşimlerinden yola çıkarak kaleme almış. Çalışma koşullarının sertliği, yabancı bir ülkede çekilen yoksulluk ve insanın peşini bırakmayan memleket… Bahar Aslan, öykülerde anlattığı kişilerin iç dünyalarını çok başarılı ve sade bir Türkçeyle aktarıyor. Ressam Atilla İlkyaz'ın çizimleri de yazarın dilindeki şiirselliği görsel kılıyor.