Allah Resulü'nün, Allah'tan getirdiği gerçek; Kur'andır ve İslam'dır. Allah, bütün insanları bu dine çağırmaktadır. Hz. Peygamber, İslam davetini; Arabistan Yarımadası ve Arap kavimleriyle sınırlı tutmamış, Habeşistan'dan İran'a ve Bizans'a kadar dünyanın dört bucağına ulaştırmaya çalışmıştır.
Resulün, vahiy alma ve peygamberlik görevi dışında bizim gibi bir insan olduğu; gaybı bilmediği, gelecekten haber vermediği, Allah izin vermedikçe; ne şefaat edebileceği, ne günahı olanların günahını silebileceği ve ne de insanüstü bir yapıya sahip olduğu bilinmelidir.
Peygamberimiz; sosyal olaylara ilgisiz kalmamış, her insanın derdiyle ilgilenmiş, “ben peygamberim” diyerek bir kenara çekilip, gelene gidene el öptürmemiş, ayaklarını yıkatmamış, önünde el pence divan durdurmamıştır.
Peygamberimizi sevdiren, dünyaya tanıtan, bütün insanların istisnasız saygı duyduğu özellik; evrensel ilkeleri benimsetmesi, kainatın peygamberi oluşu, güzel ahlakı tamamlamak için gelişi, dünyada barışı ikame edişi, “Yaratılanı hoş gördük, yaratandan ötürü” anlayışının sahibi olmasındandır.
Allah Resulü'nün, Allah'tan getirdiği gerçek; Kur'andır ve İslam'dır. Allah, bütün insanları bu dine çağırmaktadır. Hz. Peygamber, İslam davetini; Arabistan Yarımadası ve Arap kavimleriyle sınırlı tutmamış, Habeşistan'dan İran'a ve Bizans'a kadar dünyanın dört bucağına ulaştırmaya çalışmıştır.
Resulün, vahiy alma ve peygamberlik görevi dışında bizim gibi bir insan olduğu; gaybı bilmediği, gelecekten haber vermediği, Allah izin vermedikçe; ne şefaat edebileceği, ne günahı olanların günahını silebileceği ve ne de insanüstü bir yapıya sahip olduğu bilinmelidir.
Peygamberimiz; sosyal olaylara ilgisiz kalmamış, her insanın derdiyle ilgilenmiş, “ben peygamberim” diyerek bir kenara çekilip, gelene gidene el öptürmemiş, ayaklarını yıkatmamış, önünde el pence divan durdurmamıştır.
Peygamberimizi sevdiren, dünyaya tanıtan, bütün insanların istisnasız saygı duyduğu özellik; evrensel ilkeleri benimsetmesi, kainatın peygamberi oluşu, güzel ahlakı tamamlamak için gelişi, dünyada barışı ikame edişi, “Yaratılanı hoş gördük, yaratandan ötürü” anlayışının sahibi olmasındandır.