Osmanlı'nın son döneminde çok önemli ve tarihi olaylara tanıklık eden, Anadolu'nun küçük bir sahil kasabası olan Mudanya'da, farklı hayatlar sürdüren birbirinden güzel üç genç kız, Irkları, dinleri ve dram dolu yaşam koşulları ayrı olsa bile hepsinin duygu, düşünce ve değer yargıları ortaktı. Onlar; yapabilecekleri, olabilecekleri birçok şey için fazla seçme şansı olmayan, bir çağın çaresiz kadınlarıydı. Bursa, İnegöl ve Mudanya hattında yaşayan Angela, Azize ve Asiye'nin kader bağları, Mudanya Garı'nda kesişiyordu.
Bu romandaki savaş kurbanı tüm kadınların en büyük talihsizlikleri, iki Dünya Savaşı'nın yaşandığı 20.yüzyılın başlarında dünyaya gelmeleriydi. Kadına yönelik baskıların arttığı bu dönemde, hayat onlara çok acımasız davranmış, başlarından hiç eksik etmemişti derdi ve kederi. Savaş ayıplarının ve mübadelenin ağır yükünü, mühürlü dudaklarıyla taşırlarken ‘di'li geçmişlerden zamanın ötesine, kötü anılarını incinen yüreklerinin karanlık kuytularına gizlediler. Bu güne değin duymadığımız, hikâyesi henüz anlatılmayan kadınların yaşamlarından esinlenerek yazılan bu roman, hayatın ve savaşın acı gerçeklerini ortaya sermektedir. Kahramanların zihinlerinden geçenleri tüm çıplaklığıyla göstererek, hayatlarını alt üst eden olaylara ışık tutmaktadır.
Bu roman, iki ‘Dünya Savaşı'nın faturasını vatanlarıyla ödeyenlerin, kendilerini yeni yerleştikleri topraklara ait olduğunu hissedenlerin, vatan ve bayrak uğrunda kanlarını, canlarını feda edenlerin romanıdır.
Osmanlı'nın son döneminde çok önemli ve tarihi olaylara tanıklık eden, Anadolu'nun küçük bir sahil kasabası olan Mudanya'da, farklı hayatlar sürdüren birbirinden güzel üç genç kız, Irkları, dinleri ve dram dolu yaşam koşulları ayrı olsa bile hepsinin duygu, düşünce ve değer yargıları ortaktı. Onlar; yapabilecekleri, olabilecekleri birçok şey için fazla seçme şansı olmayan, bir çağın çaresiz kadınlarıydı. Bursa, İnegöl ve Mudanya hattında yaşayan Angela, Azize ve Asiye'nin kader bağları, Mudanya Garı'nda kesişiyordu.
Bu romandaki savaş kurbanı tüm kadınların en büyük talihsizlikleri, iki Dünya Savaşı'nın yaşandığı 20.yüzyılın başlarında dünyaya gelmeleriydi. Kadına yönelik baskıların arttığı bu dönemde, hayat onlara çok acımasız davranmış, başlarından hiç eksik etmemişti derdi ve kederi. Savaş ayıplarının ve mübadelenin ağır yükünü, mühürlü dudaklarıyla taşırlarken ‘di'li geçmişlerden zamanın ötesine, kötü anılarını incinen yüreklerinin karanlık kuytularına gizlediler. Bu güne değin duymadığımız, hikâyesi henüz anlatılmayan kadınların yaşamlarından esinlenerek yazılan bu roman, hayatın ve savaşın acı gerçeklerini ortaya sermektedir. Kahramanların zihinlerinden geçenleri tüm çıplaklığıyla göstererek, hayatlarını alt üst eden olaylara ışık tutmaktadır.
Bu roman, iki ‘Dünya Savaşı'nın faturasını vatanlarıyla ödeyenlerin, kendilerini yeni yerleştikleri topraklara ait olduğunu hissedenlerin, vatan ve bayrak uğrunda kanlarını, canlarını feda edenlerin romanıdır.