“İnsanoğlu, hayvan gibi, doğasının kendisine dayattığı temel gereksinimleri karşılamak zorunda. Bu gereksinimler onun dünyaya bakışına biçim veriyor. Savan aslanı için sevimli ceylan ilk olarak kendisini kıvrandıran açlığı dindirmenin bir aracıdır. Batılı ormancı için orman her şeyden önce bir işletmedir.”
Latife Tekin Muinar'da, bedenden bedene geçerek binlerce yıldır yaşayan, bilge bir kocakarıyla söyleşiyor. Kâh neşeli masallar kah tekinsiz, hatta tehditkâr hiksyeler anlatan bu ölümsüz kadın, uzun ve derin bir geçmişin bilgisini, görgüsünü aktarıyor. Parlak atlaslar gibi, kadınlığın katman katman tarihini seriyor önümüze. Dahası bizi akıl yoluyla inşa edilmiş medeniyete karşı bir meydan okumanın içine çekerek dünyayı, doğayı, hayatı sezmemizi sağlıyor. Kaç bin yaşındaki yarı deli Muinar, ciddiyetle ve incelikle, içinde yaşadığımız egemen kültürü tiye alıyor.
“Muinar, yerle gök arasında, boşlukta yakaladı beni.”
- Latife Tekin
“İnsanoğlu, hayvan gibi, doğasının kendisine dayattığı temel gereksinimleri karşılamak zorunda. Bu gereksinimler onun dünyaya bakışına biçim veriyor. Savan aslanı için sevimli ceylan ilk olarak kendisini kıvrandıran açlığı dindirmenin bir aracıdır. Batılı ormancı için orman her şeyden önce bir işletmedir.”
Latife Tekin Muinar'da, bedenden bedene geçerek binlerce yıldır yaşayan, bilge bir kocakarıyla söyleşiyor. Kâh neşeli masallar kah tekinsiz, hatta tehditkâr hiksyeler anlatan bu ölümsüz kadın, uzun ve derin bir geçmişin bilgisini, görgüsünü aktarıyor. Parlak atlaslar gibi, kadınlığın katman katman tarihini seriyor önümüze. Dahası bizi akıl yoluyla inşa edilmiş medeniyete karşı bir meydan okumanın içine çekerek dünyayı, doğayı, hayatı sezmemizi sağlıyor. Kaç bin yaşındaki yarı deli Muinar, ciddiyetle ve incelikle, içinde yaşadığımız egemen kültürü tiye alıyor.
“Muinar, yerle gök arasında, boşlukta yakaladı beni.”
- Latife Tekin