Hasan Aycın, gülmenin özüne inmek için değil, gülmeye dokunarak asıl olgu ve olayları dışlaştırmak için çizgiyi, çizgi sanatını seçmiştir; kendini, "insan-şey-olay"ı, hayat anlayışını, dünya görüşünü ifade etme zorunluluğuyla, "Ya ben öleyim mi söylemeyince" ya da "Sevdiğimi söylemezsem sevme derdi beni boğar" diyen Yunus Emre‘yi izlemek zorunda kalmıştır. Elinizdeki kitap, "Çizer Hasan Aycın‘ın" değil, "Hasan Aycın olan çizer"in söz konusu zorunlulukları açtığı, açıkladığı "su gibi" metinlerden oluşmaktadır.
Aycın'ın otobiyografisi. Bir hayatta iç içe giren zaman ve mekanın, nesillerin, akrabalığın, göçün, savaşın, çocukluğun, Tek Parti döneminin, köyün, şehrin... hikayeleri. “Hayata Merhaba” altbaşlığıyla yayımladığımız Müşahedat, Hasan Aycın'ın anı yazılarını içerecek şekilde yeniden düzenlendi.
Hasan Aycın, gülmenin özüne inmek için değil, gülmeye dokunarak asıl olgu ve olayları dışlaştırmak için çizgiyi, çizgi sanatını seçmiştir; kendini, "insan-şey-olay"ı, hayat anlayışını, dünya görüşünü ifade etme zorunluluğuyla, "Ya ben öleyim mi söylemeyince" ya da "Sevdiğimi söylemezsem sevme derdi beni boğar" diyen Yunus Emre‘yi izlemek zorunda kalmıştır. Elinizdeki kitap, "Çizer Hasan Aycın‘ın" değil, "Hasan Aycın olan çizer"in söz konusu zorunlulukları açtığı, açıkladığı "su gibi" metinlerden oluşmaktadır.
Aycın'ın otobiyografisi. Bir hayatta iç içe giren zaman ve mekanın, nesillerin, akrabalığın, göçün, savaşın, çocukluğun, Tek Parti döneminin, köyün, şehrin... hikayeleri. “Hayata Merhaba” altbaşlığıyla yayımladığımız Müşahedat, Hasan Aycın'ın anı yazılarını içerecek şekilde yeniden düzenlendi.