Müslümanca Yaşamak "Hayat Odur ki Müslümanca Yaşana"

Stok Kodu:
9789755482958
Boyut:
13.50x21.50
Sayfa Sayısı:
187
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
8
Basım Tarihi:
2015-04
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe Arapça
9789755482958
551851
Müslümanca Yaşamak
Müslümanca Yaşamak "Hayat Odur ki Müslümanca Yaşana"
12.50

Müslümanca Yaşamak- Hayat odur ki Müslümanca yaşana-

“Hz. Muhammed'e inanan ilk Müslümanlar toplu­luğu, insanlığı gölgesi ve idaresi altında mesut etmeye, ilerletmeye, dosdoğru yolu takip edip dünyayı imar ederek yeryüzünün bereketini artırmaya mukte­dirdi. Bu topluluk, insanlığın iyiliği için en hayırlı ve en çok çalı­şan kimselerdi. Onlar, bu hayata, boyunlara geçen demir bir zincir gözüyle bakarak ona düşman olup onu kırmaya yeltenmiyorlardı. Aynı zamanda onlar, hayata “ele geçmeyecek bir zevk ve safa” nazarıyla da bakmı­yorlardı. Hiçbir saatlerini boş geçirmiyor ve hayatın nimetlerinden asla çekinmiyorlardı. Ayrıca dünyayı, in­sanın kurtulması gerekli bir işkence ve azap yeri say­madıkları gibi, yeryüzündeki nimet, hazine ve faydalı şeylere metruk bir mal gözüyle bakıp bunun için birbir­lerini öldürmüyorlar ve zayıf milletleri ganimet sayıp onları avlamak için birbirleriyle yarışa da girmi­yorlardı. Aksine bu necip topluluk, bu dünya hayatını Allah'ın bir nimeti, her türlü hayrın temeli ve sebebi olarak ka­bul ediyorlardı. Onlar bu hayatta Allah'a yak­laşıyor, kendilerine takdir edilen insanlığın kemal de­recesine amel ve cihatlarıyla ulaşıyorlardı.”

Müslümanca Yaşamak- Hayat odur ki Müslümanca yaşana-

“Hz. Muhammed'e inanan ilk Müslümanlar toplu­luğu, insanlığı gölgesi ve idaresi altında mesut etmeye, ilerletmeye, dosdoğru yolu takip edip dünyayı imar ederek yeryüzünün bereketini artırmaya mukte­dirdi. Bu topluluk, insanlığın iyiliği için en hayırlı ve en çok çalı­şan kimselerdi. Onlar, bu hayata, boyunlara geçen demir bir zincir gözüyle bakarak ona düşman olup onu kırmaya yeltenmiyorlardı. Aynı zamanda onlar, hayata “ele geçmeyecek bir zevk ve safa” nazarıyla da bakmı­yorlardı. Hiçbir saatlerini boş geçirmiyor ve hayatın nimetlerinden asla çekinmiyorlardı. Ayrıca dünyayı, in­sanın kurtulması gerekli bir işkence ve azap yeri say­madıkları gibi, yeryüzündeki nimet, hazine ve faydalı şeylere metruk bir mal gözüyle bakıp bunun için birbir­lerini öldürmüyorlar ve zayıf milletleri ganimet sayıp onları avlamak için birbirleriyle yarışa da girmi­yorlardı. Aksine bu necip topluluk, bu dünya hayatını Allah'ın bir nimeti, her türlü hayrın temeli ve sebebi olarak ka­bul ediyorlardı. Onlar bu hayatta Allah'a yak­laşıyor, kendilerine takdir edilen insanlığın kemal de­recesine amel ve cihatlarıyla ulaşıyorlardı.”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat