Klâsik Türk edebiyatı ürünlerinden kabul edilen manzum mektuplar, muhayyel bir şahsa veya belli bir amaca yönelik olarak daha ziyade yönetici kesime, istekte bulunma veya tebrik gibi nedenlerle yazılmışlardır. Yazıldığı döneme ait muhtelif bilgiler barındırması, dönemin sosyal hayatına ve siyasi tarihine ışık tutması sebebiyle önemli kaynak olma vasfını taşımaktadırlar.
17. yüzyıl başlarında doğan devlet adamı, alaybeyi, Mevlevî dervişi ve şair Musullu Sâmî Yûnus tarafından Musul'da bulunan Nakîbü'l-Eşrâf'a (veya Nakîb kaymakamına) gönderilmek üzere kaleme alınan Manzum Mektup'ta şair, bir sebeple gezip gördüğü Konya, Urfa, Halep ve Şam gibi şehirler hakkında intibalarını anlatır. Bahsi geçen şehirlerin tarihine katkı sunacak bilgiler aktarır.
Sâmî Yûnus'un tespit edilebilen diğer eseri; Fuzûlî'nin Leylâ ve Mecnûn'u gibi, çöl Arapları ara¬sında anlatılan bir kıssadan hareketle kurgulandığı anla¬şılan Âsafnâme isimli mesnevisidir. Mevlevî muhitine girerek çilesini ikmal eden, önemli mevkilerde görev alan, Musullu Sâmî Yûnus, dünyanın bir nihayeti olduğunu, bu âlemde yaşananlardan ibret alınması gerektiğini eserini vasıta kılarak söylemiştir.
Eldeki bu çalışma ile hakkında yeteri kadar söz söylenmemiş olan bir şairin eserlerinin hak ettiği alakayı görmesi amaçlanmıştır.
Klâsik Türk edebiyatı ürünlerinden kabul edilen manzum mektuplar, muhayyel bir şahsa veya belli bir amaca yönelik olarak daha ziyade yönetici kesime, istekte bulunma veya tebrik gibi nedenlerle yazılmışlardır. Yazıldığı döneme ait muhtelif bilgiler barındırması, dönemin sosyal hayatına ve siyasi tarihine ışık tutması sebebiyle önemli kaynak olma vasfını taşımaktadırlar.
17. yüzyıl başlarında doğan devlet adamı, alaybeyi, Mevlevî dervişi ve şair Musullu Sâmî Yûnus tarafından Musul'da bulunan Nakîbü'l-Eşrâf'a (veya Nakîb kaymakamına) gönderilmek üzere kaleme alınan Manzum Mektup'ta şair, bir sebeple gezip gördüğü Konya, Urfa, Halep ve Şam gibi şehirler hakkında intibalarını anlatır. Bahsi geçen şehirlerin tarihine katkı sunacak bilgiler aktarır.
Sâmî Yûnus'un tespit edilebilen diğer eseri; Fuzûlî'nin Leylâ ve Mecnûn'u gibi, çöl Arapları ara¬sında anlatılan bir kıssadan hareketle kurgulandığı anla¬şılan Âsafnâme isimli mesnevisidir. Mevlevî muhitine girerek çilesini ikmal eden, önemli mevkilerde görev alan, Musullu Sâmî Yûnus, dünyanın bir nihayeti olduğunu, bu âlemde yaşananlardan ibret alınması gerektiğini eserini vasıta kılarak söylemiştir.
Eldeki bu çalışma ile hakkında yeteri kadar söz söylenmemiş olan bir şairin eserlerinin hak ettiği alakayı görmesi amaçlanmıştır.