İkinci El
Oscar Wilde tüketim çağının egzotik bir ürünüydü. Mevcut çirkinliğe ve kendini beğenmişliğe karşı bir protesto, ortalama ideallere ve basmakalıp sözlere karşı kurulmuş sağlam bir coşkunluk setiydi.
Havelock Ellis'in Sonsözüyle
Şehre tepeden bakan uzun bir sütunun üstünde dururdu Mutlu Prens'in heykeli. Tepeden tırnağa saf altından ince varaklarla yaldızlanmıştı, gözleri iki parlak safirdendi ve kılıcının kabzasında bir yakut kor gibi parlardı.
Çok hayranı vardı hani.“Rüzgârgülü kadar güzel” demişti sanatsal zevkleriyle nam salmak isteyen bir Meclis Üyesi; “sadece pek kullanışlı değil” diye eklemişti, kullanışa önem vermediğini düşünmelerinden korkarak ki pek önem verirdi.
Mutlu Prens'ten
İkinci El
Oscar Wilde tüketim çağının egzotik bir ürünüydü. Mevcut çirkinliğe ve kendini beğenmişliğe karşı bir protesto, ortalama ideallere ve basmakalıp sözlere karşı kurulmuş sağlam bir coşkunluk setiydi.
Havelock Ellis'in Sonsözüyle
Şehre tepeden bakan uzun bir sütunun üstünde dururdu Mutlu Prens'in heykeli. Tepeden tırnağa saf altından ince varaklarla yaldızlanmıştı, gözleri iki parlak safirdendi ve kılıcının kabzasında bir yakut kor gibi parlardı.
Çok hayranı vardı hani.“Rüzgârgülü kadar güzel” demişti sanatsal zevkleriyle nam salmak isteyen bir Meclis Üyesi; “sadece pek kullanışlı değil” diye eklemişti, kullanışa önem vermediğini düşünmelerinden korkarak ki pek önem verirdi.
Mutlu Prens'ten