‘‘Başından sonuna kadar nefes kesici bir devinimi olan Sapienza'nın romanı, cinsellik ve tarih tekerleri üzerinde ilerleyen bir hikaye… Küçük tabaklarda servis edilen büyük bir ziyafet.''
NPR
1900 yılında başlayan ve neredeyse bütün bir 20. yüzyılı kapsayacak şekilde başkahramanı Modesta'nın yaşamını takip eden bu epik Sicilya romanı, hem bir rüştünü ispat hikâyesi, bir “bildungsroman”, hem bir cinsel macera ve keşif anlatısı, hem bir kurgusal özyaşamöyküsü, hem de İtalya'nın ahlaki, siyasi ve toplumsal geçmişinin, faşizm deneyiminin bir panoraması olarak okunabilir.
Küçük bir Sicilya köyünde doğan ve dokuz yaşında yetim kalan Modesta'nın çocukluğu bir manastırda, rahibelerin katı eğitimiyle geçer. Kurnazlığı sayesinde buradan kaçmayı başarır ve en sonunda evlilik yoluyla bir soyluluk unvanı edinir: Prenses olur. Şehvetli, mağrur ve kararlı bir kadın olan Modesta, hayatın sonsuz zenginliğini keşfetmeye karar verir ve arzularını tatmin etmesinin önüne çıkan tüm toplumsal engelleri ortadan kaldırmaya koyulur. Cinsel özgürlüğünden asla taviz vermez. Hatta mutluluğa ulaşma ve kendini keşfetme çabası uğrunda cinayet bile meşru hale gelir.
“Aykırı” olduğu gerekçesiyle kendine yayıncı bulamayan ve 1976 yılından nihayet yayınlandığı 2005'e kadar bir çekmecede bekleyen bu “unutulmuş başyapıt” bugün bile özgür ruhlu kahramanının yaşam enerjisiyle okurlarını şaşırtmaya devam ediyor.
‘‘Başından sonuna kadar nefes kesici bir devinimi olan Sapienza'nın romanı, cinsellik ve tarih tekerleri üzerinde ilerleyen bir hikaye… Küçük tabaklarda servis edilen büyük bir ziyafet.''
NPR
1900 yılında başlayan ve neredeyse bütün bir 20. yüzyılı kapsayacak şekilde başkahramanı Modesta'nın yaşamını takip eden bu epik Sicilya romanı, hem bir rüştünü ispat hikâyesi, bir “bildungsroman”, hem bir cinsel macera ve keşif anlatısı, hem bir kurgusal özyaşamöyküsü, hem de İtalya'nın ahlaki, siyasi ve toplumsal geçmişinin, faşizm deneyiminin bir panoraması olarak okunabilir.
Küçük bir Sicilya köyünde doğan ve dokuz yaşında yetim kalan Modesta'nın çocukluğu bir manastırda, rahibelerin katı eğitimiyle geçer. Kurnazlığı sayesinde buradan kaçmayı başarır ve en sonunda evlilik yoluyla bir soyluluk unvanı edinir: Prenses olur. Şehvetli, mağrur ve kararlı bir kadın olan Modesta, hayatın sonsuz zenginliğini keşfetmeye karar verir ve arzularını tatmin etmesinin önüne çıkan tüm toplumsal engelleri ortadan kaldırmaya koyulur. Cinsel özgürlüğünden asla taviz vermez. Hatta mutluluğa ulaşma ve kendini keşfetme çabası uğrunda cinayet bile meşru hale gelir.
“Aykırı” olduğu gerekçesiyle kendine yayıncı bulamayan ve 1976 yılından nihayet yayınlandığı 2005'e kadar bir çekmecede bekleyen bu “unutulmuş başyapıt” bugün bile özgür ruhlu kahramanının yaşam enerjisiyle okurlarını şaşırtmaya devam ediyor.