71 yıl önce, ikinci atom bombasının patladığı nokta, yani bombanın hipomerkezi (Japonca bakushin-chi) Nagazaki'nin Urakami semti olmuştu. Bu kitaptaki öyküler, bu nükleer şiddetin günümüz Urakami sakinlerinin kolektif belleklerinde yarattığı travmalar ekseninde gelişiyor. Öykülerin referans aldığı bir başka tarihsel bellek ise, 16. Ve 17. Yüzyılda Hristiyanlığı kabul eden Japonlara karşı kendi devletleri tarafından uygulanan sistematik şiddet ve zulüm. Yuichi Seirai, ilk bakışta bu iki tarihsel belleğe yabancılaşmış gibi görünen öykü karakterlerinin aslında nasılda bunların derin etkisi altından olduklarını ustalıkla betimliyor. Üstelik, o zamana kadar süren saf, masum, günahsız Nagazaki imgesini de tersine çevirerek yapıyor bunu. Nagazakililerin deliliklerini, şiddet eğilimlerini ve günahlarını, devlet denen mekanizmanın delilik, şiddet ve günahlarıyla karşı karşıya getiriyor.
71 yıl önce, ikinci atom bombasının patladığı nokta, yani bombanın hipomerkezi (Japonca bakushin-chi) Nagazaki'nin Urakami semti olmuştu. Bu kitaptaki öyküler, bu nükleer şiddetin günümüz Urakami sakinlerinin kolektif belleklerinde yarattığı travmalar ekseninde gelişiyor. Öykülerin referans aldığı bir başka tarihsel bellek ise, 16. Ve 17. Yüzyılda Hristiyanlığı kabul eden Japonlara karşı kendi devletleri tarafından uygulanan sistematik şiddet ve zulüm. Yuichi Seirai, ilk bakışta bu iki tarihsel belleğe yabancılaşmış gibi görünen öykü karakterlerinin aslında nasılda bunların derin etkisi altından olduklarını ustalıkla betimliyor. Üstelik, o zamana kadar süren saf, masum, günahsız Nagazaki imgesini de tersine çevirerek yapıyor bunu. Nagazakililerin deliliklerini, şiddet eğilimlerini ve günahlarını, devlet denen mekanizmanın delilik, şiddet ve günahlarıyla karşı karşıya getiriyor.