Bu kitap, "olumlu anlamda" hiçbir zaman dinozor olamayıp da "kendisini dinozor zannedenlerin" ve de "olumsuz anlamda" binlerce ve binlerce dinozorun birbirine karıştığı dünyamızda, insanoğlunun başarıya ve aydınlanmaya doğru koşusunun öyküleri, anektodları, denemeleriyle dolu. Sadece "iş aleminin değil," başarıya ulaşmanın, insan yönetmenin, işten, hayattan keyif ve zevk almanın, zamanı kullanmanın yollarını öğrenmek, Murphy yasalarıyla, Hammamizade İsmail Dede Efendi’nin bestelerini, Peter Drucker’in öğütleriyle, edebiyat tarihinin "en onurlu" dinozoru Cyrano de Bergerac’ın ünlü "eksik olsun istemem, istemem eksik olsun" tiradını yudum yudum içmek istiyorsanız, Nihat Demirkol’u okumanız gerek! Çağımız insanlarının hatırlamaya çalıştığı "zaman tünelinden gelen" ama "zamanının önüne geçen" bir dinozor, o! "Nasıl dinozor olunacağını öğrenmek için" bilmem ki başka hoca aramaya gerek var mı?
Öcal Uluç
Bu kitap, "olumlu anlamda" hiçbir zaman dinozor olamayıp da "kendisini dinozor zannedenlerin" ve de "olumsuz anlamda" binlerce ve binlerce dinozorun birbirine karıştığı dünyamızda, insanoğlunun başarıya ve aydınlanmaya doğru koşusunun öyküleri, anektodları, denemeleriyle dolu. Sadece "iş aleminin değil," başarıya ulaşmanın, insan yönetmenin, işten, hayattan keyif ve zevk almanın, zamanı kullanmanın yollarını öğrenmek, Murphy yasalarıyla, Hammamizade İsmail Dede Efendi’nin bestelerini, Peter Drucker’in öğütleriyle, edebiyat tarihinin "en onurlu" dinozoru Cyrano de Bergerac’ın ünlü "eksik olsun istemem, istemem eksik olsun" tiradını yudum yudum içmek istiyorsanız, Nihat Demirkol’u okumanız gerek! Çağımız insanlarının hatırlamaya çalıştığı "zaman tünelinden gelen" ama "zamanının önüne geçen" bir dinozor, o! "Nasıl dinozor olunacağını öğrenmek için" bilmem ki başka hoca aramaya gerek var mı?
Öcal Uluç