Konusunu Osmanlı tarihinden aldığı romanlarıyla tanıdığımız Cahit Ülkü, bu kez ilginç bir araştırmasıyla okurlarının karşısına çıkıyor. Araştırmanın Konusu özetle şu : ‘' Osmanlılar, kendisinden çok daha
Kuvvetli sayılan onca beylikler tarihe gömülürken nasıl olup da 600 yıl
Yaşayan ve önemli bir misyonu gelecek kuşaklara miras bırakabilen dünyanın en büyük ve etkin imparatorluklarından birini kurabildiler?''
Yerli ve yabancı tarihçiler Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşuna ilişkin çok sayıda eserler vermişlerse de böyle bir sorunun yanıtını ilk kez Cahit Ülkü arıyor ve ulaşabildiği bütün kaynakları tarayarak başka araştırmalarda rastlanmayacak özgün sonuçlara ulaşıyor.
Üstelik romancı olduğundan, eserini akademik yapıt biçiminde değil,
Okurlarıyla karşılıklı yapılan sohbet formatında sunuyor.
İlk Osmanlıların Müslüman değil Alevi olduklarını ileri süren Ülkü,
Bu tezini yatsınamaz kanıtlara dayandırıyor, ayrıca Hazar İmparatorluğu'nun ve Alevilerin, başka araştırmalarda temas edilmeyen kuruluştaki belirleyici işlevine değiniyor.
Yerli ve yabancı tarihçilerin oldukça sert eleştirildiği bu çalışmanın diğer önemli özelliği, 750 yıl öncesinin olaylarıyla günümüzün gerçekleri arasında paralellikler kurmasında. Denebilir ki bu eseri okumadan günümüzün Türkiye'sini , hele hele Anadolu'yu anlamak olanaksızdır.
Ayrıca bu çalışma, tarih alanında olduğu kadar felsefe ve düşünde alanında da ses getirecek özgün görüşleri iler ileri sürüyor.
Cahit Ülkü ‘' Yalan Tarihin'' de üzerine giderek, toplumdan gizlenen gerçekleri gün ışığına kavuşturuyor.
Kısaca tarihsel, düşünsel ve güncel konuları bütünleyen bu çalışma, türünün şimdilik tek örneği niteliğinde.
Konusunu Osmanlı tarihinden aldığı romanlarıyla tanıdığımız Cahit Ülkü, bu kez ilginç bir araştırmasıyla okurlarının karşısına çıkıyor. Araştırmanın Konusu özetle şu : ‘' Osmanlılar, kendisinden çok daha
Kuvvetli sayılan onca beylikler tarihe gömülürken nasıl olup da 600 yıl
Yaşayan ve önemli bir misyonu gelecek kuşaklara miras bırakabilen dünyanın en büyük ve etkin imparatorluklarından birini kurabildiler?''
Yerli ve yabancı tarihçiler Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşuna ilişkin çok sayıda eserler vermişlerse de böyle bir sorunun yanıtını ilk kez Cahit Ülkü arıyor ve ulaşabildiği bütün kaynakları tarayarak başka araştırmalarda rastlanmayacak özgün sonuçlara ulaşıyor.
Üstelik romancı olduğundan, eserini akademik yapıt biçiminde değil,
Okurlarıyla karşılıklı yapılan sohbet formatında sunuyor.
İlk Osmanlıların Müslüman değil Alevi olduklarını ileri süren Ülkü,
Bu tezini yatsınamaz kanıtlara dayandırıyor, ayrıca Hazar İmparatorluğu'nun ve Alevilerin, başka araştırmalarda temas edilmeyen kuruluştaki belirleyici işlevine değiniyor.
Yerli ve yabancı tarihçilerin oldukça sert eleştirildiği bu çalışmanın diğer önemli özelliği, 750 yıl öncesinin olaylarıyla günümüzün gerçekleri arasında paralellikler kurmasında. Denebilir ki bu eseri okumadan günümüzün Türkiye'sini , hele hele Anadolu'yu anlamak olanaksızdır.
Ayrıca bu çalışma, tarih alanında olduğu kadar felsefe ve düşünde alanında da ses getirecek özgün görüşleri iler ileri sürüyor.
Cahit Ülkü ‘' Yalan Tarihin'' de üzerine giderek, toplumdan gizlenen gerçekleri gün ışığına kavuşturuyor.
Kısaca tarihsel, düşünsel ve güncel konuları bütünleyen bu çalışma, türünün şimdilik tek örneği niteliğinde.