“Dil uzaydan gelme bir virüstür!” Chuck Palahniuk Ninni'de William Burroughs'un bu sözlerinin devamını getiriyor: Sallanmakta olan bir gevezelik kulesinde yaşıyoruz. Doğal yaşam katledildiği için yalnızca dilin kargaşa dolu dünyası kaldı elimizde.
Ve bir de ölüm şarkısı…
Gazeteci Carl Streator, ani bebek ölümleri üzerine bir yazı dizisi hazırlamakla görevlendirilir. Araştırmaları sırasında, ölümler arasında meşum bir bağ keşfeder: Ölüm şarkısı. Akıldan geçirildiğinde bile ölümcül bir silahtır bu. Şarkının hâkimiyetine giren Streator, istemese de bir seri katildir artık. Amacı ise daha fazla insan öldürmek değil, şarkının yayılmasını engellemektir. Hayaletli evlerin emlakçisi Helen Hoover Boyle ile birlikte, şarkıyı avlamak için ülke çapında bir yolculuğa çıkarlar…
Büyük Birader'in şarkılarıyla beslendiğiniz, kültürün mallarıyla uyuşturulduğunuz, New Age palavralarıyla yumuşatıldığınız, reklamlarla uyutulduğunuz ve devletin görünmez, ama baskıcı varlığıyla topyekûn kuşatılıp ahmaklaştırıldığınız, bile isteye tektipleştirildiğiniz Yeni Dünya'ya hoş geldiniz!
Chuck Palahniuk Ninni'de bu temalardan yola çıkarak dilin tehlikelerine dair rahatsız edici bir fantezi ve sert dönüşlerle örülü sıkı bir dehşet hikâyesi kuruyor. Ne var ki, iyiyle kötünün savaşı değil Ninni. Medya Çağı'na, materyalizme ve tüketim hastalığına yönelen oklar sayesinde, yazar elindeki kartları karıştırıyor ve iyilik saydığımız her şey kötülüğe karışıyor. Size söylenen ninni, bu kez uykunuzu kaçırıyor.
Bıçak keskinliğinde alayı ile yeraltına dalmaktan korkmayan bir edebiyat yapıtı. Ya tüket ya da öl diyen bir dünyada, bir ninninin buz gibi kollarında özgür iradeye doğru aykırı bir yolculuk…
“Amerikan romancılarının en delişmeni Chuck Palahniuk yine tam on ikiden vuruyor. Müthiş bir komik enerji, dolu dolu bir manik düşlem, alev alev yakan bir taşlama.”
Newsday
“Dil uzaydan gelme bir virüstür!” Chuck Palahniuk Ninni'de William Burroughs'un bu sözlerinin devamını getiriyor: Sallanmakta olan bir gevezelik kulesinde yaşıyoruz. Doğal yaşam katledildiği için yalnızca dilin kargaşa dolu dünyası kaldı elimizde.
Ve bir de ölüm şarkısı…
Gazeteci Carl Streator, ani bebek ölümleri üzerine bir yazı dizisi hazırlamakla görevlendirilir. Araştırmaları sırasında, ölümler arasında meşum bir bağ keşfeder: Ölüm şarkısı. Akıldan geçirildiğinde bile ölümcül bir silahtır bu. Şarkının hâkimiyetine giren Streator, istemese de bir seri katildir artık. Amacı ise daha fazla insan öldürmek değil, şarkının yayılmasını engellemektir. Hayaletli evlerin emlakçisi Helen Hoover Boyle ile birlikte, şarkıyı avlamak için ülke çapında bir yolculuğa çıkarlar…
Büyük Birader'in şarkılarıyla beslendiğiniz, kültürün mallarıyla uyuşturulduğunuz, New Age palavralarıyla yumuşatıldığınız, reklamlarla uyutulduğunuz ve devletin görünmez, ama baskıcı varlığıyla topyekûn kuşatılıp ahmaklaştırıldığınız, bile isteye tektipleştirildiğiniz Yeni Dünya'ya hoş geldiniz!
Chuck Palahniuk Ninni'de bu temalardan yola çıkarak dilin tehlikelerine dair rahatsız edici bir fantezi ve sert dönüşlerle örülü sıkı bir dehşet hikâyesi kuruyor. Ne var ki, iyiyle kötünün savaşı değil Ninni. Medya Çağı'na, materyalizme ve tüketim hastalığına yönelen oklar sayesinde, yazar elindeki kartları karıştırıyor ve iyilik saydığımız her şey kötülüğe karışıyor. Size söylenen ninni, bu kez uykunuzu kaçırıyor.
Bıçak keskinliğinde alayı ile yeraltına dalmaktan korkmayan bir edebiyat yapıtı. Ya tüket ya da öl diyen bir dünyada, bir ninninin buz gibi kollarında özgür iradeye doğru aykırı bir yolculuk…
“Amerikan romancılarının en delişmeni Chuck Palahniuk yine tam on ikiden vuruyor. Müthiş bir komik enerji, dolu dolu bir manik düşlem, alev alev yakan bir taşlama.”
Newsday