Küçük Kara Balık
Şayet bir insan herkesin düşündüğü biçimde düşünmekten ve herkesin yaptığı şeyleri yapmaktan vazgeçerse ne olur?
Muhtemelen küçük kara balığın macerasına çok benzeyen harika bir macera yaşar... Denemeye var mısınız?
“Hayır, anne. Ben artık bu gezintilerden sıkıldım. Başka yerlerde neler olduğunu görmek istiyorum. Bu lafları bana birisinin öğrettiğini sanma sakın, ben uzun zamandır bunları düşünüyordum. Tabii ki başkalarından da bazı şeyler öğrendim... Gerçekten yaşam denen şey sadece küçük bir yerde dolanıp durduktan sonra yaşlanmak mı, yoksa bu dünyada başka türlü de yaşamak mümkün mü diye öğrenmek istiyorum.”
Beyaz Diş
Jack London, Beyaz Diş'te sert ve zorlu doğal hayatın ortasında hayatta kalmak için verilen vahşi mücadelenin izlerini sürüyor. Kurt kırması Beyaz Diş'in gözünden kuzey ormanlarında insan ve hayvan dünyasının gerçek doğasına doğru yapılan bir yolculuktur Beyaz Diş; merhametsizliği olduğu kadar sevgiyi, dostluğu ve güveni de anlatır. Beyaz Diş, usta bir yazarın elinden çıkma gerçek bir başyapıt.
“Arazinin içinde bir kahkaha saklıydı sanki; Sfenks'in tebessümü kadar neşesiz, herhangi bir kederli kahkahadan daha korkunç, buz kadar, şaşmaz bir zulüm kadar soğuk bir kahkaha. Sonsuzluğun usta ve tarif edilemeyecek bilgeliğinin, hayatın anlamsızlığına ve hayatın çabasına gülüşüydü bu. Burası Yaban'dı, vahşi ve zalim Kuzey Yabanı'ydı.”
Define Adası
Define Adası'na gitmek üzere başlayan yolculukta, Jim ve dostlarının başına gelenleri Jim'in ağzından dinleyin.
“Bir ocak ayı sabahıydı, daha çok erkendi –insanın etini çimdikleyen dondurucu bir soğuk vardı–, koyu baştan aşağı griye çalan bir kırağı tabakası kaplamıştı; küçücük dalgalar yumuşakça taşlara vurup vurup çekiliyordu, henüz yükselmemiş güneşin ışıkları tepelere ancak dokunuyor ve denize doğru yayılıyordu. Kaptan her zamankinden erken uyanmış ve eski mavi ceketinin eteklerinin altından sallanan palası, koltuğunun altındaki dürbünü, başında yana yatmış şapkası, sahile yollanmıştı.”
Alice Harikalar Diyarında
Alice'in olağanüstü maceraları, tavşanın peşine düşmesiyle başlar. Gerçi Cheshire kedisiyle tanıştıktan, Şapkacı ve Mart Tavşanı'nın çay partisine katıldıktan, Kraliçe'nin bahçesinde kriket oynadıktan sonra, Alice için “olağanüstü” diye bir şey kalmayacaktır.
“…tavşan yelek cebinden çıkardığı saatine aceleyle bakınca Alice yerinden hopladı; daha önce yelekli, hatta yeleğinden saat çıkarıp bakan bir tavşan görmemişti. Büyük bir merakla tavşanın arkasından koştu ve son anda bir çitin altındaki büyükçe bir tavşan deliğine girdiğini gördü.”
Tom Sawyer'ın Maceraları
Teyzesi tarafından büyütülen Tom, köyün yaramaz çocuklarından biridir. Meraklı olduğu kadar, tehlikeli maceralara atılacak kadar cesurdur da… Aslında durmadan kuralları zorlayan ve böylece büyüyen tüm çocukların en güzel örneklerinden biridir Tom Sawyer. Onunla birlikte bir maceraya atılmaya var mısınız?
"Tom kendi kendine dünya o kadar da boş değilmiş, dedi. Farkında olmadan insanı harekete geçiren yasalardan birini keşfetmişti: Bir adamın ya da çocuğun bir şeyi çok istemesini sağlamak için onu ulaşılmaz kılmak gerekiyordu. Tom da, bu kitabın yazarı gibi büyük ve akıllı bir feylesof olsaydı, iş denen şeyin zorunluluktan, oyun denen şeyin ise zorunlu olmamaktan ibaret olduğunu anlayabilecekti."başka türlü de yaşamak mümkün mü diye öğrenmek istiyorum.”
Mutlu Prens
Bu kitaptaki beş hikâyeden öyle çok şey öğreneceksiniz ki... Mutlu Prens ile Kırlangıç arasındaki sevgi bağını, Bülbül'ün fedakârlığını, Dev'in bencillikten vazgeçişini ve daha başka hikâyeleri okurken sevgi ve arkadaşlığın önemine, bencillik ve kibrin insanın başına neler açabileceğine şahit olacaksınız. Prensin omzuna son bir kez konmak için uçacak gücü zor buldu kendinde. “Hoşçakal sevgili Prens,” diye mırıldadı, “Elini öpebilir miyim?” “Sonunda Mısır'a gidiyor olmana sevindim, küçük Kırlangıç,” dedi Prens, “Burada epey uzun bir süre kaldın. Fakat beni dudaklarımdan öpmelisin. Çünkü ben seni seviyorum.”
Bir Şeftali Bin Şeftali
“Dinleyin!.. Kulak verin, şimdi küçük şeftali ağacı konuşmak istiyor. Gürültü çıkarmayın, bakalım bize neler söyleyecek…” Dalından kopmuş pespembe, güzeller güzeli bir şeftali, yolculuğunu kendi dilinden anlatıyor. Şeftalinin en yakın arkadaşları Polat ve Sahibali de bize bu hikâyede eşlik edecek. Yeni yaşamlar düşleyen, düşledikçe büyüyen bir şeftalinin hikâyesi bu… “Bahar gelince tüm kuvvetimle uyanıp doğrulacak, filizlenip topraktan çıkacaktım. Sahibali ve Polat için bol meyveli bir ağaç olacaktım. Güzel ve utangaç kızların tatlı al yanakları gibi kocaman meyveler verecektim.”
Küçük Kara Balık
Şayet bir insan herkesin düşündüğü biçimde düşünmekten ve herkesin yaptığı şeyleri yapmaktan vazgeçerse ne olur?
Muhtemelen küçük kara balığın macerasına çok benzeyen harika bir macera yaşar... Denemeye var mısınız?
“Hayır, anne. Ben artık bu gezintilerden sıkıldım. Başka yerlerde neler olduğunu görmek istiyorum. Bu lafları bana birisinin öğrettiğini sanma sakın, ben uzun zamandır bunları düşünüyordum. Tabii ki başkalarından da bazı şeyler öğrendim... Gerçekten yaşam denen şey sadece küçük bir yerde dolanıp durduktan sonra yaşlanmak mı, yoksa bu dünyada başka türlü de yaşamak mümkün mü diye öğrenmek istiyorum.”
Beyaz Diş
Jack London, Beyaz Diş'te sert ve zorlu doğal hayatın ortasında hayatta kalmak için verilen vahşi mücadelenin izlerini sürüyor. Kurt kırması Beyaz Diş'in gözünden kuzey ormanlarında insan ve hayvan dünyasının gerçek doğasına doğru yapılan bir yolculuktur Beyaz Diş; merhametsizliği olduğu kadar sevgiyi, dostluğu ve güveni de anlatır. Beyaz Diş, usta bir yazarın elinden çıkma gerçek bir başyapıt.
“Arazinin içinde bir kahkaha saklıydı sanki; Sfenks'in tebessümü kadar neşesiz, herhangi bir kederli kahkahadan daha korkunç, buz kadar, şaşmaz bir zulüm kadar soğuk bir kahkaha. Sonsuzluğun usta ve tarif edilemeyecek bilgeliğinin, hayatın anlamsızlığına ve hayatın çabasına gülüşüydü bu. Burası Yaban'dı, vahşi ve zalim Kuzey Yabanı'ydı.”
Define Adası
Define Adası'na gitmek üzere başlayan yolculukta, Jim ve dostlarının başına gelenleri Jim'in ağzından dinleyin.
“Bir ocak ayı sabahıydı, daha çok erkendi –insanın etini çimdikleyen dondurucu bir soğuk vardı–, koyu baştan aşağı griye çalan bir kırağı tabakası kaplamıştı; küçücük dalgalar yumuşakça taşlara vurup vurup çekiliyordu, henüz yükselmemiş güneşin ışıkları tepelere ancak dokunuyor ve denize doğru yayılıyordu. Kaptan her zamankinden erken uyanmış ve eski mavi ceketinin eteklerinin altından sallanan palası, koltuğunun altındaki dürbünü, başında yana yatmış şapkası, sahile yollanmıştı.”
Alice Harikalar Diyarında
Alice'in olağanüstü maceraları, tavşanın peşine düşmesiyle başlar. Gerçi Cheshire kedisiyle tanıştıktan, Şapkacı ve Mart Tavşanı'nın çay partisine katıldıktan, Kraliçe'nin bahçesinde kriket oynadıktan sonra, Alice için “olağanüstü” diye bir şey kalmayacaktır.
“…tavşan yelek cebinden çıkardığı saatine aceleyle bakınca Alice yerinden hopladı; daha önce yelekli, hatta yeleğinden saat çıkarıp bakan bir tavşan görmemişti. Büyük bir merakla tavşanın arkasından koştu ve son anda bir çitin altındaki büyükçe bir tavşan deliğine girdiğini gördü.”
Tom Sawyer'ın Maceraları
Teyzesi tarafından büyütülen Tom, köyün yaramaz çocuklarından biridir. Meraklı olduğu kadar, tehlikeli maceralara atılacak kadar cesurdur da… Aslında durmadan kuralları zorlayan ve böylece büyüyen tüm çocukların en güzel örneklerinden biridir Tom Sawyer. Onunla birlikte bir maceraya atılmaya var mısınız?
"Tom kendi kendine dünya o kadar da boş değilmiş, dedi. Farkında olmadan insanı harekete geçiren yasalardan birini keşfetmişti: Bir adamın ya da çocuğun bir şeyi çok istemesini sağlamak için onu ulaşılmaz kılmak gerekiyordu. Tom da, bu kitabın yazarı gibi büyük ve akıllı bir feylesof olsaydı, iş denen şeyin zorunluluktan, oyun denen şeyin ise zorunlu olmamaktan ibaret olduğunu anlayabilecekti."başka türlü de yaşamak mümkün mü diye öğrenmek istiyorum.”
Mutlu Prens
Bu kitaptaki beş hikâyeden öyle çok şey öğreneceksiniz ki... Mutlu Prens ile Kırlangıç arasındaki sevgi bağını, Bülbül'ün fedakârlığını, Dev'in bencillikten vazgeçişini ve daha başka hikâyeleri okurken sevgi ve arkadaşlığın önemine, bencillik ve kibrin insanın başına neler açabileceğine şahit olacaksınız. Prensin omzuna son bir kez konmak için uçacak gücü zor buldu kendinde. “Hoşçakal sevgili Prens,” diye mırıldadı, “Elini öpebilir miyim?” “Sonunda Mısır'a gidiyor olmana sevindim, küçük Kırlangıç,” dedi Prens, “Burada epey uzun bir süre kaldın. Fakat beni dudaklarımdan öpmelisin. Çünkü ben seni seviyorum.”
Bir Şeftali Bin Şeftali
“Dinleyin!.. Kulak verin, şimdi küçük şeftali ağacı konuşmak istiyor. Gürültü çıkarmayın, bakalım bize neler söyleyecek…” Dalından kopmuş pespembe, güzeller güzeli bir şeftali, yolculuğunu kendi dilinden anlatıyor. Şeftalinin en yakın arkadaşları Polat ve Sahibali de bize bu hikâyede eşlik edecek. Yeni yaşamlar düşleyen, düşledikçe büyüyen bir şeftalinin hikâyesi bu… “Bahar gelince tüm kuvvetimle uyanıp doğrulacak, filizlenip topraktan çıkacaktım. Sahibali ve Polat için bol meyveli bir ağaç olacaktım. Güzel ve utangaç kızların tatlı al yanakları gibi kocaman meyveler verecektim.”