O Yaz...

Stok Kodu:
9789750818691
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
104
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2011-04
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9789750818691
429379
O Yaz...
O Yaz...
8.00

"Bir 'ilk kitap' ama, Türk hikayeciliğinin nereden nereye yol aldığını çok iyi bilen bir yazarın verimi. Daha 'Bir Deli Heves'le, kitabın ilk öyküsüyle hissediyoruz:Gökten zembille inmiyor bu yazar (...) Birsen Ferahlı, son dönemlerin çeviri kokan edebiyatına, özellikle uzak duruyor. Onun, hemen hep mutsuzluklar deşen öykülerinde, bu toprağın insanlarını, en çok da bu toprağın, içsel acılara sürüklediği, alıp fırlattığı kadınları yakalıyoruz." (Selim İleri) "Artık eskisi gibi yazılmayacak kadınların öyküleri. Yazılamaz da zaten, çünkü 'Yeni İmzalar' köşesinde yerini çoktan alan Birsen Ferahlı, O Yaz...'da yırtıp atıyor kozayı." (Yiğit Bener) Trenin geçmesini beklerken nedense şoförün ensesine takıldı gözüm; pek beğendim. Bir erkeğin gençliğini enseden de belli ediyormuş demek ki, hay Allah, dedim içimden. Karşıyaka sapağına kadar iyice baktım adamın ensesine. Tam yol ayrımına geldiğimizde ansızın biraz daha dolaşmak istediğime karar verdim; gözlerimi bakmakta olduğum enseden bir an olsun ayırmadan, "Çek koçum Yamanlar'a!" dedim, kara gözlü şoföre.

"Bir 'ilk kitap' ama, Türk hikayeciliğinin nereden nereye yol aldığını çok iyi bilen bir yazarın verimi. Daha 'Bir Deli Heves'le, kitabın ilk öyküsüyle hissediyoruz:Gökten zembille inmiyor bu yazar (...) Birsen Ferahlı, son dönemlerin çeviri kokan edebiyatına, özellikle uzak duruyor. Onun, hemen hep mutsuzluklar deşen öykülerinde, bu toprağın insanlarını, en çok da bu toprağın, içsel acılara sürüklediği, alıp fırlattığı kadınları yakalıyoruz." (Selim İleri) "Artık eskisi gibi yazılmayacak kadınların öyküleri. Yazılamaz da zaten, çünkü 'Yeni İmzalar' köşesinde yerini çoktan alan Birsen Ferahlı, O Yaz...'da yırtıp atıyor kozayı." (Yiğit Bener) Trenin geçmesini beklerken nedense şoförün ensesine takıldı gözüm; pek beğendim. Bir erkeğin gençliğini enseden de belli ediyormuş demek ki, hay Allah, dedim içimden. Karşıyaka sapağına kadar iyice baktım adamın ensesine. Tam yol ayrımına geldiğimizde ansızın biraz daha dolaşmak istediğime karar verdim; gözlerimi bakmakta olduğum enseden bir an olsun ayırmadan, "Çek koçum Yamanlar'a!" dedim, kara gözlü şoföre.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat