“Şehveti ve ihaneti yaşamak, tanrıyı aklayıp, kötülükleri şeytana yıkmak… Esaret altında sabrı sınananlar, kutsal mekânlarda katle fetva yazıp cenneti vaat edenler, lağım çukurlarına atılanlar ve dünyanın kahrından uzak yaşayanlar, toprak üstünde yüzyıllık ömrü eşitsiz yaşayanlar toprak altında binlerce yılı denk yaşayacaklardı. Burada cinsiyet ve yönetimin adına ihtiyaç bile duyulmuyordu. Burası yeraltıdır; herkesin kendinden sorumlu olduğu…”
Serkan Sariataş, politik fantastik edebiyatın iyi bir örneğini yazdı. Fam yayınları tarafından yayınlanan Ölüler Toplantısı isimli kitap okuyucuyu oldukça zengin hayal dünyasında dolaştırıyor. Kitabın iklimine girdiğimizde Zaman-mekân kavramına sıkışmadan özgürce yaşıyor, bize öğretilen birçok doğruya meydan okuyoruz. Çaresizliğe sıkıştırılanların isyana el verdiklerinde neleri başaracaklarını gördüğümüz gibi dinsel öğretileri sorguluyor felsefenin kapısını aralıyoruz. Okundukça su gibi akan cümleler bizi şimdi ne olacak merakı ile sürükleyip gidiyor.
“Şehveti ve ihaneti yaşamak, tanrıyı aklayıp, kötülükleri şeytana yıkmak… Esaret altında sabrı sınananlar, kutsal mekânlarda katle fetva yazıp cenneti vaat edenler, lağım çukurlarına atılanlar ve dünyanın kahrından uzak yaşayanlar, toprak üstünde yüzyıllık ömrü eşitsiz yaşayanlar toprak altında binlerce yılı denk yaşayacaklardı. Burada cinsiyet ve yönetimin adına ihtiyaç bile duyulmuyordu. Burası yeraltıdır; herkesin kendinden sorumlu olduğu…”
Serkan Sariataş, politik fantastik edebiyatın iyi bir örneğini yazdı. Fam yayınları tarafından yayınlanan Ölüler Toplantısı isimli kitap okuyucuyu oldukça zengin hayal dünyasında dolaştırıyor. Kitabın iklimine girdiğimizde Zaman-mekân kavramına sıkışmadan özgürce yaşıyor, bize öğretilen birçok doğruya meydan okuyoruz. Çaresizliğe sıkıştırılanların isyana el verdiklerinde neleri başaracaklarını gördüğümüz gibi dinsel öğretileri sorguluyor felsefenin kapısını aralıyoruz. Okundukça su gibi akan cümleler bizi şimdi ne olacak merakı ile sürükleyip gidiyor.