Büyük Türk-İslam filozofu İbn Sinâ'nın Oluş ve Bozuluş (el-Kevn ve'l-Fesâd) başlığını taşıyan bu eseri, filozofun eş-Şifâ isimli felsefe ve bilimler ansiklopedisinin doğa bilimleri alanındaki üçüncü kitabıdır. İlk iki kitapta doğa bilimleriyle ilgili problemleri inceleyerek diğer kitaplar için de geçerli olacak şekilde bu bilimlerin ilkelerini belirleyen İbn Sinâ, bu eserinde doğa bilimlerinin bir problemi olarak "oluş-bozuluş" konusunu incelemektedir. İbn Sinâ konuyu ele alırken tıpkı Aristoteles'in de yaptığı gibi öncelikle bu konu hakkında diğer filozofların teorilerini ve delillerini incelemekte ve tutarsız bulduğu yönleri de teker teker saymaktadır. Arkasından "oluş", "dönüşüm", "başkalaşım" gibi konular ve aralarındaki farkları ele almakta, büyümenin ne olduğunu ve ana elementlerin (ustukusların) sayısının kaç olması gerektiğini tartışmaktadır. Bu konuları ele alırken İbn Sinâ, kendi ilmî çevresindeki ekollerin görüşlerine yer verip onları eleştirmekten de geri durmamıştır. Nitekim İslam felsefesi açısından düşünüldüğünde filozofun eleştirdiği ekoller arasında en dikkat çekeni filozofun "Bağdat Hristiyan Okulu" dediği ekoldür. Bu yönüyle felsefe tarihinde zorunlu bir diyalektik oluşturan İbn Sinâ, eserinin son kısımlarını konuyla ilgili itiraz ve şüphelerin çözümüne dair bölümlere ayırmakta son bölümde oluş-bozuluş döngüsünü ele alarak eserine son vermektedir.
Büyük Türk-İslam filozofu İbn Sinâ'nın Oluş ve Bozuluş (el-Kevn ve'l-Fesâd) başlığını taşıyan bu eseri, filozofun eş-Şifâ isimli felsefe ve bilimler ansiklopedisinin doğa bilimleri alanındaki üçüncü kitabıdır. İlk iki kitapta doğa bilimleriyle ilgili problemleri inceleyerek diğer kitaplar için de geçerli olacak şekilde bu bilimlerin ilkelerini belirleyen İbn Sinâ, bu eserinde doğa bilimlerinin bir problemi olarak "oluş-bozuluş" konusunu incelemektedir. İbn Sinâ konuyu ele alırken tıpkı Aristoteles'in de yaptığı gibi öncelikle bu konu hakkında diğer filozofların teorilerini ve delillerini incelemekte ve tutarsız bulduğu yönleri de teker teker saymaktadır. Arkasından "oluş", "dönüşüm", "başkalaşım" gibi konular ve aralarındaki farkları ele almakta, büyümenin ne olduğunu ve ana elementlerin (ustukusların) sayısının kaç olması gerektiğini tartışmaktadır. Bu konuları ele alırken İbn Sinâ, kendi ilmî çevresindeki ekollerin görüşlerine yer verip onları eleştirmekten de geri durmamıştır. Nitekim İslam felsefesi açısından düşünüldüğünde filozofun eleştirdiği ekoller arasında en dikkat çekeni filozofun "Bağdat Hristiyan Okulu" dediği ekoldür. Bu yönüyle felsefe tarihinde zorunlu bir diyalektik oluşturan İbn Sinâ, eserinin son kısımlarını konuyla ilgili itiraz ve şüphelerin çözümüne dair bölümlere ayırmakta son bölümde oluş-bozuluş döngüsünü ele alarak eserine son vermektedir.