İstanbul dergahları ve şeyhleri hakkında bilgi veren Mecmû‘a-i Tekaya adlı eseriyle tanınan Mehmed Şükrü Efendi'nin Mecmû‘a-i İlahiyyat adlı eseri, bugüne kadar varlığı bilinmeyen ve tek nüshası İsmail E. Erünsal'ın özel kütüphanesinde bulunan bir eserdir. İlk kez okuyucuyla buluşan eser, Mehmed Şükrü Efendi'nin muhtelif makamlardan derlediği ilahilerin güftelerinden oluşuyor.
Mecmû‘a-i İlâhiyyat, ilahi güftelerini bir kitap halinde toplaması, bu güfteleri makamlarına göre ayır-ması bakımından “klasik” anlamda bir “güfte mecmûası”nın bütün unsurlarını taşımaktadır. Onu benzer mecmûalardan ayıran en önemli özellik ise, güfte ve beste sahipleri hakkında biyografik bilgilere yer vermesidir. Bu yönüyle eser, “yegâne”lik hüviyeti kazanmakta ve musiki tarihimiz bakımından kaynak niteliği taşımaktadır.
Kitap iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde önce Mehmed Şükrü Efendi'nin biyografisi ve eserleri verilmiş, ardından Mecmû‘a-i İlâhiyyat'ın konusu ve özelliği üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise Mecmû‘a-i İlahiyyat'ın metni günümüz alfabesine aktarılmıştır.
İstanbul dergahları ve şeyhleri hakkında bilgi veren Mecmû‘a-i Tekaya adlı eseriyle tanınan Mehmed Şükrü Efendi'nin Mecmû‘a-i İlahiyyat adlı eseri, bugüne kadar varlığı bilinmeyen ve tek nüshası İsmail E. Erünsal'ın özel kütüphanesinde bulunan bir eserdir. İlk kez okuyucuyla buluşan eser, Mehmed Şükrü Efendi'nin muhtelif makamlardan derlediği ilahilerin güftelerinden oluşuyor.
Mecmû‘a-i İlâhiyyat, ilahi güftelerini bir kitap halinde toplaması, bu güfteleri makamlarına göre ayır-ması bakımından “klasik” anlamda bir “güfte mecmûası”nın bütün unsurlarını taşımaktadır. Onu benzer mecmûalardan ayıran en önemli özellik ise, güfte ve beste sahipleri hakkında biyografik bilgilere yer vermesidir. Bu yönüyle eser, “yegâne”lik hüviyeti kazanmakta ve musiki tarihimiz bakımından kaynak niteliği taşımaktadır.
Kitap iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde önce Mehmed Şükrü Efendi'nin biyografisi ve eserleri verilmiş, ardından Mecmû‘a-i İlâhiyyat'ın konusu ve özelliği üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise Mecmû‘a-i İlahiyyat'ın metni günümüz alfabesine aktarılmıştır.